Dünya genelinde teknoloji kullanımının hızla artmasıyla birlikte yapay zekâ (YZ) alanında ciddi tartışmalar yaşanıyor. 200’ün üzerinde bilim insanı, uzman ve 70’ten fazla kurum, yapay zekânın insanlık üzerindeki potansiyel risklerini vurgulamak amacıyla uluslararası bir çağrıda bulundu. Bu çağrının dikkat çeken isimleri arasında Nobel Ekonomi Ödüllü Daron Acemoğlu ve Joseph Stiglitz’in yanı sıra eski Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü Genel Direktörü Ahmet Üzümcü gibi önemli figürler de yer alıyor. Uzmanlar, yapay zekâ teknolojilerinin kontrolsüz bir şekilde gelişmesi durumunda toplumlar için büyük tehlikeler doğurabileceğini belirterek devletlere bu konuda acil önlemler alma çağrısında bulundu.
Yapılan açıklamalarda, yapay zekânın özellikle istihdam, ekonomi ve sosyal adalet üzerindeki etkilerinin altı çizilirken, etik sorunlara da özel bir vurgu yapıldı. Uzmanlar, yapay zekâ tabanlı teknolojilerin gerektiği gibi düzenlenmemesi durumunda sosyal eşitsizliklerin daha da derinleşeceğini ve dijital uçurumun büyüyeceğini ifade ediyor. Daron Acemoğlu, bu teknolojilerin mevcut haliyle ekonomideki eşitsizlikleri artırma potansiyeline sahip olduğunu belirterek, “YZ’nin ekonomik büyümeye katkı sağlama potansiyeli var, ancak bu yalnızca doğru politikalar ve düzenleyici çerçevelerle mümkün olabilir” dedi. Buna ek olarak, birçok uzmana göre yapay zekânın kontrolsüz bir şekilde askerî operasyonlarda kullanılması durumunda global güvenlik ve barışa dönük tehditler gündeme gelebilir.
Özellikle son yıllarda gelişen yapay zekâ algoritmalarıyla beraber, bu teknolojinin insanlar üzerindeki etkisinin şimdiden hissedilmeye başlandığı vurgulandı. Yapay zekâ destekli karar alma sistemleri, veri analitiği ve otomasyon gibi alanlardaki uygulamaların hızla yaygınlaştığı günümüzde, uzmanlar bu sürecin daha sıkı gözetim altında tutulması gerektiğini düşünüyor. Nobel Ödüllü ekonomist Joseph Stiglitz, “Teknolojinin insanlık yararına hizmet etmesi için şeffaflık, etik standartlar ve sıkı denetim şarttır. Aksi takdirde yapay zekâ, insanlık için fırsat olmaktan çok bir tehdit hâline gelebilir” diyerek durumun ciddiyetini ortaya koyuyor. Bu açıklamalar ışığında, uzmanlar küresel bir konsensüs çağrısı yaparak, devletlerin ve uluslararası kuruluşların bu konuda aktif rol oynaması gerektiğini belirtiyor.
Sonuç olarak, yapay zekânın kontrolsüz gelişiminin potansiyel tehditleriyle başa çıkmanın yolu, devletler ve uluslararası kuruluşların iş birliği içinde, düzenleyici önlemler alması olarak görülüyor. Uzmanlara göre, bu teknolojinin insanlık yararına kullanılması için acilen evrensel etik standartları ve sıkı düzenlemeler getirilmelidir. Ayrıca, bu süreçte halkın bilinç ve farkındalık seviyesinin artırılması gerektiği de ifade ediliyor. Küresel bir meseleye dönüşen yapay zekâ düzenlemeleri, önümüzdeki dönemde dünya gündemini şekillendiren en kritik konulardan biri olmaya devam edecek gibi görünüyor.