Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ve Marmaraereğlisi ilçelerinde son bir aydır yaşanan su kesintisi, bölge halkının günlük yaşamını derinden etkiliyor. Özellikle yaz aylarında artan su ihtiyacı, bölgede uzun süredir devam eden altyapı sorunlarıyla birleşerek daha büyük bir krize dönüşmüş durumda. Bazı mahallelere aralıklı olarak su verilmesine rağmen, birçok bölgede vatandaşlar hala çözüm bulamıyor. Su krizi, neredeyse dayanılmaz bir boyuta ulaşırken, bölge sakinlerinin büyük bir kısmı tamamen çaresiz olduklarını ifade ediyor. “Su yok, sabır da kalmadı” diye isyan eden vatandaşlar, çözüm bulunmadığı için ilçeyi terk etmeyi düşündüklerini dile getiriyor.
Bölge halkı, temel ihtiyaçlarını karşılamakta bile zorluk yaşıyor. Günlük yaşamlarını sürdürebilmek için tankerlerle taşınan suya bağımlı hale gelen mahalle sakinleri, bu yöntemin uzun vadede sürdürülebilir olmadığını belirtiyor. Evlerinde su olmamasından ötürü kişisel hijyen ve temizlik ihtiyaçlarını dahi zor karşılayan vatandaşlar, yetkililere seslerini duyurmak için çeşitli platformlarda tepkilerini dile getiriyor. “Komşu şehirler bizden çok daha iyi durumda. Yetkililer yıllardır bu sorunu görmezden geliyor” diyen bir bölge sakini, yaşadıkları çaresizliği ve umutsuzluğu dile getiriyor. Öte yandan belediye yetkilileri, altyapı çalışmalarının sürdüğünü ve problemin kısa süre içinde çözüleceğini açıklasa da vatandaşlar bu sözlere güvenmiyor.
Tekirdağ’ın yanı sıra komşu illerde böyle bir sorun yaşanmaması, bölgedeki altyapı yetersizliğini gözler önüne seriyor. Özellikle Marmaraereğlisi gibi yazlık nüfusun yoğun olduğu bölgelerde, su sorununun çözülmesi adına gereken adımların atılmaması, birçok vatandaşın bölgeyi terk etmesine yol açtı. “Bizi burada yaşamaya mecbur bırakan bir çözüm yok. Sorun ne zaman çözülecek, kimse açıklama yapmıyor” ifadelerini kullanan bölge sakinleri, kalıcı çözümler için daha fazla zaman kaybedilmemesi gerektiğini belirtiyor. Yetkililerin bir an önce harekete geçmesi ve sürdürülebilir su yönetimi politikalarını devreye alması gerektiğine dikkat çeken halk, bu durumun yalnızca yaz aylarına özel bir sorun olmaktan çıkıp kronikleşebileceğini vurguluyor. Su kaynaklarının verimli şekilde yönetilmesi ve altyapı yatırımlarına öncelik verilmesi, bu tarz krizlerin önüne geçmek için hayati önem taşıyor.
