Artan enflasyon oranları ve düşen alım gücüyle birlikte bireylerin kredi kullanımına yönelik eğilimlerinde keskin bir yükseliş yaşanıyor. Son bir yıl içinde kişi başına düşen ortalama kredi borcu, rekor seviyeye ulaşarak 120 bin lirayı aştı. Vatandaşların toplam borç yükü ise yüzde 48 oranında artış göstererek 5 trilyon 173 milyar liraya ulaştı. Uzmanlar, borçlanma eğilimindeki bu çarpıcı yükselişi ekonomideki yapısal sorunlara ve vatandaşların günlük ihtiyaçlarını bile borçla finanse etmek zorunda kalmasına bağlıyor.
Finansal sistem içerisinde önemli bir yer tutan bireysel krediler, özellikle son dönemde enflasyonun tetiklediği hayat pahalılığı ve gelirlerdeki reel düşüş nedeniyle hızlı bir artış yaşadı. Vatandaşlar, temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek için kredi kartlarından nakit avans çekmeye veya tüketici kredisi kullanmaya yöneliyor. Son veriler, bireysel borç yükünün yalnızca tüketim harcamaları değil, aynı zamanda eğitim, sağlık ve konut gibi zorunlu alanlarda da ciddi bir artış gösterdiğini ortaya koyuyor. Türkiye genelinde vatandaşların büyük bir kısmının, mevcut gelirleriyle borçlarını ödemekte zorlandıkları ve mali sıkışıklığın etkilerini daha yakından hissetmeye başladıkları belirtiliyor.
Öte yandan finansal piyasa uzmanları, borçluluk oranlarındaki yükselişin, bireysel bütçelerde kırılganlık oluşturduğuna dikkat çekiyor. Borçların vade süresinin uzaması ve faiz oranlarındaki artış, borçlanma maliyetlerini daha da yukarı taşımış durumda. Bunun yanında, ipotekli krediler ve kredi kartı borçlarının yapılandırılması için sunulan imkanların da sınırlı oluşu, bireyleri daha yüksek maliyetli finansman yollarına itiyor. Ekonomistler, bu tablonun sürdürülebilir olmadığını ifade ederek, vatandaşların gelir düzeyinde kalıcı bir artış sağlanmadığı müddetçe, borçlanma sorunlarının daha da derinleşeceğini öngörüyor. Borçluluk oranıyla ilgili bu alarm verici tabloya karşı hükümetin isabetli adımlar atması gerektiği ifade ediliyor.