Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, İzmir ve çevresi için endişe verici bir uyarı paylaştı. Prof. Dr. Sözbilir, bölgedeki bazı kritik fay hatlarının hareketlilik gösterdiğine ve bu hatların enerji birikimi nedeniyle deprem üretme potansiyelinin yüksek olduğuna işaret etti. Sismik açıdan aktif olan İzmir faylarının geçmişe dönük hareketlerinin yakından incelendiğini ifade eden Sözbilir, bölgede artan deprem beklentisinin önemle takip edilmesi gerektiğini vurguladı. Gerek kamu kurumları gerekse vatandaşların, olası bir depreme karşı hazırlıklı olması gerektiğinin altını çizdi.
İzmir ve çevresi, aktif fay hatlarının yoğun olduğu bir coğrafyada yer alıyor. Bu durum, kentte önemli bir deprem riski doğuruyor. Uzmanlardan gelen uyarılara göre, bölgede en çok tehlike oluşturabilecek üç ana fay hattına dikkat çekiliyor. Bu hatların harita üzerindeki konumları ve potansiyel etkileri detaylı bir şekilde belirlenmiş durumda. Prof. Dr. Hasan Sözbilir, geçmişteki büyük depremlerin ve bu fayların tarihsel analizlerinin, İzmir’in ciddi bir risk altında olduğunu açıkça gösterdiğini belirtti. Sözbilir, bu kapsamda alınması gereken önlemlerle ilgili çeşitli tavsiyelerde bulundu. Kentteki yapı stokunun değerlendirilmesi, yenilenmesi gereken binaların güçlendirilmesi ve deprem bilinçlendirme çalışmalarının yaygınlaştırılması gerektiği ifade edildi. İzmir’in zemin yapısı da göz önüne alındığında, olası bir depremin etkilerinin minimize edilmesi için kapsamlı bir afet planlamasına ihtiyaç olduğu vurgulandı.
Deprem tehlikesine karşı alınacak tedbirler yalnızca hükümet ya da yerel yönetimler tarafından uygulanacak çalışmalardan ibaret değil. Bu konuda bireysel farkındalığın artırılması ve toplumsal bilinç düzeyinin yükseltilmesi de büyük önem taşıyor. Prof. Dr. Hasan Sözbilir, insanların özellikle acil durumlarda nasıl hareket edecekleri konusunda bilgi sahibi olması gerektiğini belirtti. Ayrıca, deprem ile ilgili daha geniş ölçekli eğitimlere ve tatbikatlara ağırlık verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi. Zamanında alınacak önlemler ve etkili bir planlama ile can kayıplarını ve maddi zararları en aza indirmenin mümkün olduğunu dile getirdi. İzmir ve çevresindeki mevcut risklerin yanı sıra bu bölgenin tarihsel deprem geçmişi, uzmanları sürekli olarak harekete geçmeye teşvik ediyor. Bilim insanları, önümüzdeki dönemde daha büyük bir dikkatin bu bölgeye verilmesi gerektiğini savunuyor.
Son olarak, İzmir halkının tedbirsiz davranışlardan kaçınması ve konuya daha hassas yaklaşması gerektiği ifade edildi. Prof. Dr. Hasan Sözbilir’in açıklamaları, depremlerin kaçınılmaz bir gerçek olduğunu hatırlatırken, doğru bir hazırlık süreciyle bu riskin en aza indirilebileceğini göstermekte. Bölgenin yüksek sarsıntı potansiyeline sahip olduğu gerçeği göz ardı edilmeden gerekli adımların atılması gerektiği herkesin ortak sorumluluğu olarak öne çıkıyor.
