Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), son toplantısında beklentileri aşan bir faiz indirimi kararı aldı. Ekonomi çevreleri ve uzmanlar tarafından büyük bir merakla beklenen bu karar, ekonomik dengeler üzerinde nasıl bir etki yaratacağıyla ilgili farklı görüş ve analizleri de beraberinde getirdi. Başta finansal piyasalarda olmak üzere, reel sektörde de yankı uyandıran bu hamle, hem rakamsal boyutu hem de karar metnindeki ifadelerle dikkat çekti.
Merkez Bankası, politika faizini 300 baz puan düşürerek %18 seviyesine çekti. Bu karar, piyasaların genel beklentisinin çok üzerinde bir oran olması nedeniyle sürpriz olarak değerlendirildi. Faiz indirimine ilişkin yayımlanan karar metninde, enflasyon dinamikleri ve büyüme hedeflerinin ön planda tutulduğu görüldü. TCMB, özellikle küresel enflasyonist süreçlerin ve enerji maliyetlerindeki artışların ekonomik büyüme üzerindeki baskısını azaltmayı hedeflediğini ifade etti. Ancak ekonomistlerin büyük bir kısmı, bu indirimin enflasyonla mücadeleyi zorlaştıracağı ve daha fazla makroekonomik sıkıntılara yol açabileceği noktasında hemfikir.
Ekonomistlerden gelen yorumlar, Merkez Bankası’nın politika yaklaşımı üzerinde iki ayrı çizgide yoğunlaştı. Bir grup, TCMB’nin kararını ekonomik büyümeyi desteklemek için gerekli bir adım olarak görerek olumlu karşılarken, diğer bir grup ise mevcut enflasyonist baskılar ve döviz kuru oynaklığını göz önünde bulundurdu. Eleştirilerde sıkça vurgulanan nokta ise faiz indirim kararının, karar metniyle uyumlu olup olmadığına dair endişeler. Finans analistleri ve piyasa stratejistleri, kararın sonuçlarının önümüzdeki birkaç ay içerisinde daha net bir şekilde görülmeye başlanacağını ifade ediyor.
TCMB’nin bu hamlesinin, ülke ekonomisine kısa ve uzun vadede nasıl bir etkide bulunacağı şimdiden tartışılmaya başlandı. Uzmanlar, özellikle faiz indirimi sonrası döviz kurunda yaşanan dalgalanmaların, ekonomideki mevcut kırılganlıkların bir göstergesi olabileceğine dikkat çekiyor. Ayrıca bu kararın yatırımcı güveni üzerindeki etkisi de merakla takip ediliyor. Piyasaların vereceği tepki ve Merkez Bankası’nın bu tepkiye yönelik yeni adımları, ekonominin genel yönü açısından kritik önem taşıyor.
