İstanbul’un Esenyurt ilçesinde çevre sakinlerini rahatsız eden bir çevre kirliliği olayı yaşandı. İlçeden geçen Haramidere, sabah saatlerinde adeta kırmızı renkte akmaya başladı ve çevreyi etkileyen kötü bir koku yaydı. Durumu fark eden mahalle sakinleri, hem görüntü hem de koku nedeniyle endişelerini dile getirdi ve yetkililere seslenerek bu sıkıntıya bir çözüm bulunmasını istedi.
Bölgede çoğunlukla sanayi tesislerinin bulunduğu alanlardan geçen Haramidere’deki bu ilginç manzara, çevre kirliliğine dair soruları da beraberinde getirdi. Yerel halk, derenin geçtiği bölgede fabrika atıklarının kontrolsüz bir şekilde dereye karıştığını öne sürdü. Ayrıca, çevrede yaşayanlar, bu durumun sadece kötü bir görüntü yaratmakla kalmayıp, sağlık sorunlarına da yol açabileceğinden endişe ettiklerini belirtti. Geçmişte de zaman zaman bu tip çevre problemlerine şahit olduklarını ifade eden mahalleli, bu olayların tekrarlanmasından duydukları rahatsızlığı dile getirdi. Bölge halkı, derenin çevreye ve insan sağlığına zarar vermemesi adına sıkı bir denetimin şart olduğunu vurguladı.
Duruma tepki gösteren çevre sakinleri, yetkililerden olayla ilgili hızlı bir inceleme yapılmasını talep etti. Öte yandan, çevre uzmanları bu tür olayların, fabrikaların sanayi atıklarını bertaraf etmek yerine yasa dışı yollarla doğaya bırakmasından kaynaklanabileceğinin altını çizdi. Benzer olayların yaşanmaması için etkin bir çevre denetimi ve atıkların güvenli bir şekilde yönetilmesinin önemi bir kez daha gözler önüne serildi. Belediyenin ve ilgili devlet kurumlarının, dereyi eski haline getirmek ve bu durumun tekrarını önlemek amacıyla gerekli adımları atmasının beklendiği ifade edildi.
Haramidere’de meydana gelen bu olay kamuoyunda giderek daha fazla dikkat çekiyor. Sosyal medyada kullanıcılar, derenin kırmızı rengine ilişkin görüntüleri paylaşarak geniş bir farkındalık yaratmaya çalışıyor. Bu paylaşımlarla beraber çevre kirliliğine dair daha ciddi adımlar atılması konusunda bir kamuoyu baskısı oluşmuş durumda. Mahalle sakinleri bu durumun sadece Esenyurt’la sınırlı kalmadığına, genel olarak çevre bilincinin artırılması gerektiğine dikkat çekiyor. Bu olay da bir kez daha çevre koruma tedbirlerinin ne kadar önemli olduğunu gözler önüne seriyor.






























