Avrupa Birliği (AB), kara para aklama ve terörizmin finansmanına karşı yürüttüğü küresel mücadelede önemli bir adım attı. AB Komisyonu tarafından yapılan açıklamaya göre, Rusya, mali suçlarla mücadele kapsamındaki ‘kara liste’ye eklendi. Bu karar, Rusya’nın ilgili risklerle yeterince mücadele etmediği gerekçesiyle alındı. Listenin yeni üyesi olan Rusya, kara para aklama ve terörizmin finansmanı gibi suçlar bakımından yüksek riskli ülkeler arasında değerlendirilecek.
Alınan karar, yalnızca Avrupa Birliği ülkelerinin değil, aynı zamanda uluslararası finansal kurumların da dikkatini üzerine çekmiş durumda. AB yetkilileri, kara listeye eklenen ülkelerden gelen mali işlemleri daha sıkı denetleme ve bu konuda katı önlemler alma eğilimi gösteriyor. Bu durumun, Rusya ile AB arasında son dönemde giderek gerginleşen ilişkileri daha da tırmandırabileceği değerlendiriliyor. Ayrıca bu kararın, yatırım süreçlerini ve uluslararası ticareti de etkileyebileceği belirtiliyor.
2024 yılı itibarıyla yürürlüğe girmesi beklenen bu listeleme, Rusya kaynaklı işlemlere yönelik daha fazla inceleme anlamına geliyor. AB’nin mevcut kuralları uyarınca, kara listedeki ülkeler ile finansal işlem yapan şirketlerin kapsamlı denetime tabii tutulması gerekiyor. Bu listeye daha önce Kuzey Kore, İran ve Afganistan gibi ülkeler de eklenmişti. Rusya’nın listeye dahil edilmesi, Uluslararası Mali Eylem Görev Gücü’nün (FATF) son değerlendirmeleri ile de uyum içerisinde olduğu için dikkat çekici bulunuyor. Rusya, 2022’den bu yana FATF’nin gri listesinde yer alıyordu ve bu süreç boyunca gerekli adımları atmaması nedeniyle daha sert bir yaptırımla karşı karşıya kaldı.
AB Komisyonu yetkilileri, kararın tamamen teknik veriler ve değerlendirmeler çerçevesinde alındığını vurgularken, Rus yetkililerden ise karara karşı sert tepkiler geldi. Moskova yönetimi, bu durumu siyasi bir hamle olarak gördüğünü ve uluslararası ilişkilerde AB’ye karşı sert önlemler alınabileceğini ifade etti. Uzmanlar, bu gelişmenin sadece politik değil, aynı zamanda ekonomik boyutlarının da geniş çapta hissedileceğini öngörüyor. Özellikle finans sektörü, bu kararın doğrudan etkisini en güçlü şekilde yaşayacak sektörler arasında gösteriliyor.
Avrupa Birliği’nin bu adımı, mali suçlarla mücadelede çözüme ulaşma çabalarının bir parçası. Ancak bunun uluslararası ilişkilerde yeni bir fay hattı oluşturup oluşturmayacağı şimdilik belirsizliğini koruyor. Kararın özellikle enerji politikaları, bankacılık ilişkileri ve ticaret üzerindeki etkilerini gözlemlemek, önümüzdeki süreçte büyük önem taşıyacak.
