AB, Türkiye’nin SAFE Programına Katılımını Masaya Yatırdı

Avrupa Birliği’nin (AB) gelecekteki güvenlik harcamalarını kapsayan ve 150 milyar euro değerindeki Avrupa Güvenlik Eylem Programı (SAFE) üzerindeki görüşmeler hız kazanıyor. Türkiye, uluslararası arenada stratejik bir partner olarak bu kapsamlı programın bir parçası olmak için girişimlerde bulunurken, bazı üyelerden farklı sesler yükselmeye devam ediyor. Bu gelişmelerin odağında ise özellikle Yunanistan’ın Türkiye’nin SAFE programına katılımını engelleme yönündeki çabaları dikkat çekiyor. AB Komisyonu sözcüsü Thomas Regnier’in açıklamaları ise sürecin hassasiyetini bir kez daha ortaya koydu.

Regnier yaptığı açıklamada, Türkiye’nin SAFE programına dahil edilmesiyle ilgili değerlendirmelerin sürdüğünü ve bu kararın Avrupa’nın ortak güvenlik stratejisini şekillendireceğini vurguladı. Avrupa Güvenlik Eylem Programı, kıta genelinde güvenlik, savunma teknolojileri ve sınır ötesi işbirliğinin artırılması amacıyla tasarlanmış bir girişim olarak dikkat çekiyor. Türkiye’nin bu programa katılımı, programın daha geniş bir coğrafyada etkin uygulanmasını sağlayabilir ve potansiyel olarak AB-Türkiye ilişkilerinde yeni bir dönemin başlangıcını işaret edebilir. Ancak bu durum, özellikle Yunanistan gibi ülkeler tarafından çekinceyle karşılanıyor. Atina yönetimi, Ankara’nın SAFE programına katılımının bölgesel denklemleri etkileyebileceğinden endişeli.

AB içerisinde süreçle ilgili tartışmaların yoğunlaşması bekleniyor. Türkiye’nin katılımı, SAFE’in hem ekonomik hem de jeopolitik boyutunda yeni kapıları aralayabilecek bir hamle olarak değerlendiriliyor. Türkiye’nin aktif savunma sanayii yatırımları, NATO içindeki rolü ve bölgede önemli bir güç olarak dengeleri değiştirebilme potansiyeli göz önüne alındığında, Türkiye’nin SAFE programına entegrasyonu AB için stratejik faydalar sunabilir. Ancak bu konuda alınacak nihai kararın, sadece ekonomik değil aynı zamanda politik dengeleri de gözeten kapsamlı bir analiz sonucunda verileceği belirtiliyor. Thomas Regnier, “Bu karar sadece bir finansman meselesi değil; ortak geleceğimizi nasıl güvence altına alacağımıza dair bir dönüm noktasıdır,” ifadelerini kullandı ve bu sürecin ayrıntılı analizlere dayandığını aktardı.

Yunanistan’ın karşı çıktığı bu hamlenin, diğer AB üyesi ülkeler tarafından nasıl değerlendirileceği ise belirsizliğini koruyor. SAFE programında Türkiye’nin varlığı, AB’nin sadece AB sınırlarını değil, yakın çevresindeki güvenliği de daha güçlü bir şekilde yönlendirmesine olanak tanıyabilir. AB’nin gelecek stratejileri, Türkiye ile gerçekleştirilen bu tür işbirliklerinin etkisini yakından inceleyecek. Komisyon yetkililerinden gelen açıklamalar ışığında, bu kararın, Avrupa’nın ortak güvenlik anlayışında tarihi bir dönüm noktası olarak değerlendirildiği belirtiliyor.

Exit mobile version