ABD ordusu, uluslararası sularda gerçekleştirdiği askeri operasyonlarına bir yenisini daha ekledi. Bu kez hedef, Pasifik Okyanusu’nda uyuşturucu taşıdığı iddia edilen bir gemi oldu. Hava saldırısı ile gerçekleştirilen bu müdahale, Amerikan donanması ve hava kuvvetlerinin bölgedeki işbirliğiyle yürütüldü. ABD yetkilileri, operasyonun dünya genelinde uyuşturucu ticaretine karşı verilen mücadele kapsamında yapıldığını belirterek, hedef alınan geminin merkez üsleri tarafından uzun süredir takip edildiğini ifade etti. Gemide ele geçirilen yasadışı maddeler ile ilgili ayrıntılar ise henüz paylaşılmadı. Bu operasyon, ABD’nin uluslararası sular üzerinde yasadışı faaliyetlere karşı sürdürdüğü kararlı duruşunun bir parçası olarak yorumlanıyor.
ABD yetkilileri, bölgede düzenlenen operasyonların detaylarını açıklamaktan genellikle kaçınıyor. Ancak istihbarat kaynaklarına dayandırılan bilgilere göre, saldırının hedef aldığı geminin büyük miktarda uyuşturucu taşıdığı tespit edildi. Operasyonun öncesinde, çok sayıda gözetleme uçağının ve insansız hava aracının bölgede keşif uçuşları yaptığı belirtiliyor. Donanma ve hava kuvvetleri unsurlarının yüksek uyum içinde hareket ettiği bu tür müdahaleler, uyuşturucu ticaretinin lojistik hatlarını kesmek amacıyla planlanıyor. Daha önce Karayipler’de de benzer operasyonlar gerçekleştiren ABD ordusu, bu bölgede 7 gemiyi hedef alarak imha etmişti. Yeni baskın ise ABD’nin uyuşturucuya karşı küresel mücadelesinin Pasifik’e de yayıldığını ortaya koyuyor.
Uzmanlar, ABD’nin uyuşturucu ile mücadele operasyonlarının sadece Amerika kıtasını değil, dünya genelini kapsadığını ve küresel ölçekte etkiler yarattığını dile getiriyor. Uyuşturucu taşımacılığında kullanılan rotaların büyük bir kısmının deniz yolları üzerinden işlemesi, bu operasyonların ne denli stratejik olduğunu ortaya koyuyor. ABD’nin benzeri operasyonları, hem uyuşturucu kartellerine vurduğu darbeler hem de bölgesel güvenliği artırıcı etkilerinden dolayı uluslararası kamuoyunda genellikle destek görüyor. Ancak bazı eleştiriler, bu tür operasyonların uluslararası hukuka uygunluğu konusunda soru işaretleri yaratabiliyor. Özellikle sivil toplum örgütleri, askeri müdahalelerin masum insanları etkileyebileceği kaygısıyla bu tarz saldırıların daha şeffaf yapılması gerektiğini savunuyor.
Sonuç olarak, ABD’nin Pasifik Okyanusu’nda düzenlediği bu operasyon, bölgedeki stratejik askeri faaliyetlerin ve uyuşturucu ticareti ile mücadelenin yeni bir boyut kazandığını gösteriyor. ABD’nin uluslararası sularda yürüttüğü bu tür operasyonlar, hem siyaset hem de güvenlik perspektifinden değerlendirilmesi gereken önemli bir gündem maddesi olmaya devam ediyor.
