Almanya’da siyasi arenada tansiyon yükseliyor. Muhalefet partilerinden aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin üst düzey üyelerinden birinin Rusya’ya yönelik planladığı resmi ziyaret, ülke gündemini derinden sarstı. Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) temsilcileri bu adımı sert bir şekilde eleştirdi ve ziyaretin gerçekleştirilmesinin engellenmesi gerektiğini vurguladı. CSU yetkilileri, böyle bir girişimi ‘vatan hainliği’ olarak niteledi. Siyaset dünyasında yankı uyandıran bu açıklama, halk arasında da yoğun tartışmalara yol açtı.
AfD’nin meclis grubu başkanının Rusya ziyareti girişimi, hem ulusal hem de uluslararası düzeyde geniş çapta eleştirilere neden oldu. Almanya’nın Batı ittifakına olan bağlılığı ve Ukrayna-Rusya arasındaki mevcut savaş nedeniyle Berlin’in Rusya’ya yönelik doğrudan ilişkilere mesafeli yaklaşımı biliniyor. Bu nedenle, AfD’nin Rusya ile doğrudan temas kurma planı, başka partiler tarafından Almanya’nın dış politikasını zedeleyebilecek bir hamle olarak değerlendiriliyor. CSU temsilcileri, Almanya’nın Ukrayna ile dayanışmasını sürdürmesinin önemine dikkat çekerken, AfD’nin kendi partisel çıkarları uğruna ulusal çıkarları riske attığını savunuyor.
Çok sayıda siyasi uzman, Almanya’nın mevcut dış politikası çerçevesinde Rusya ile herhangi bir üst düzey görüşmenin stratejik açıdan son derece tartışmalı olduğunu belirtiyor. CSU, AfD’nin bu adımını doğrudan Almanya’nın ulusal güvenlik önceliklerine karşı bir tehdit olarak görüyor. CSU’dan bir yetkili, “AfD’nin bu ziyareti, yalnızca Almanya’nın dış politikasında bir zaaf yaratmakla kalmaz, aynı zamanda ülkemizin ulusal çıkarlarına da zarar verir. Diğer her şey vatan hainliğidir” diyerek sert bir açıklamada bulundu. Bu sözler, Almanya’nın iç siyasetinde halihazırda mevcut olan gerginliğin daha da artmasına neden oldu.
AfD’nin Rusya ile güçlü ilişkiler kurma çabaları yeni değil. Parti, geçmişte de Moskova’yla olan yakın temaslarıyla gündeme gelmiş ve diğer Alman siyasi partileri tarafından sıkça eleştirilmişti. Ancak, Ukrayna’daki savaşın etkilerinin devam ettiği bir dönemde atılan bu adım, özellikle Almanya’nın NATO ve Avrupa Birliği (AB) içindeki hassas duruşuna ters düşüyor. CSU, hükümeti bu ziyareti engellemeye davet ederek, Almanya’nın siyasi ve ulusal duruşunun korunması gerektiğinin altını çizdi.
Alman medyasında geniş yer bulan bu gelişmeler, hem halk hem de siyasi analistler arasında derin bir kutuplaşmaya yol açıyor. Bir yanda AfD’nin bu girişimini ülkenin görüş çeşitliliği açısından bir fırsat olarak değerlendirenler bulunurken, diğer yanda bu ziyaretin Almanya’nın ulusal güvenliğini ve uzun vadeli dış politika çıkarlarını tehlikeye atabileceğini savunanlar var. Şu anda gözler, hükümetin bu kritik mesele karşısında alacağı tutumda. Almanya’nın, özellikle mevcut jeopolitik gerilimlerin ortasında, bu tür adımlara nasıl tepki vereceği, uluslararası arenada da dikkatle izleniyor.