Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 2008 yılında Rusya ile Gürcistan arasında gerçekleşen silahlı çatışmalar sırasında ve sonrasında yaşanan insan hakları ihlalleri nedeniyle önemli bir karar aldı. Mahkeme, Rusya’nın bu dönemde Gürcistan’a karşı gerçekleştirdiği ihlaller sebebiyle toplam 253 milyon euro tazminat ödemesine hükmetti. Bu tarihi karar, uluslararası toplumda geniş yankı uyandırırken, taraflar arasında yıllardır süregelen gerginliğin adalet zemini üzerinden ele alınması açısından kritik bir adım olarak değerlendirildi.
AİHM’nin kararında, Gürcistan tarafından uzun süredir gündemde tutulan Rusya’nın hak ihlalleri detaylı bir şekilde incelendi. Mahkeme, savaş döneminde ve sonrasındaki süreçte sivillere yönelik işkenceler, zorla yerinden edilmeler ve mülkiyet haklarının ihlali gibi ciddi sorunların varlığını tespit etti. Gürcistan tarafı, bu ihlallerin insan haklarını merkezine alan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni açıkça ihlal ettiğini vurgulamıştı. AİHM, başvuruya ilişkin yaptığı değerlendirmeler sonucunda bu iddiaları haklı bularak Rusya’yı söz konusu tazminatın sorumlusu olarak belirledi. Tazminatın Gürcistan vatandaşlarının zararlarının karşılanması ve ihlallerin etkilerinin azaltılması için kullanılacağı açıklandı.
2008’de yaşanan kriz, Gürcistan’ın Güney Osetya ve Abhazya bölgelerinde bağımsızlık yanlısı hareketlere destek veren Rusya ile Tiflis yönetimi arasında şiddetli bir çatışmaya dönüşmüştü. Çatışma, binlerce sivilin zorla yerinden edilmesine ve bölgede kalıcı bir insani krize yol açmıştı. AİHM’nin kararıyla birlikte, bu olayların uluslararası hukuk bağlamında değerlendirildiği bir zemin oluşurken, kararın bölgesel barış süreçlerine nasıl etki edeceği de merak konusu. Gürcistan hükümeti, kararın mağdurlar ve hakları çiğnenen yurttaşlar için büyük bir zafer olduğunu ifade etti.
Tazminatın ödenmesiyle ilgili süreç ilerleyen dönemde netlik kazanacak. Ancak modern tarihte bir devletin diğer bir devlete, insan hakları ihlalleri gerekçesiyle bu denli yüksek bir tazminat ödemesi oldukça nadir bir durumu temsil ediyor. Bu karar, aynı zamanda uluslararası hukukun ihlalcileri hesap vermeye zorlamak konusundaki etkisini yeniden gündeme taşıdı.