Sıfır rakımdan başlayan arıların uzun ve emek dolu yolculuğu, Toros Dağları’nın 2 bin metreyi aşan zirvelerine kadar uzanıyor. Üreticilerin yorucu çabalarıyla Eğriçayır Yaylası’nda ulaşılan bu süreç, dünya çapında birincilikle ödüllendirilmiş balın sağımıyla sona erdi. Sezon boyunca yaşanan zahmetli çalışmalar ve kuraklık tehdidi, bu yıl da üretimde sıkça gündeme gelirken, elde edilen verim arı üreticilerinin yüzünü güldürmeyi başardı.
Arıcılık dünyasında kalite ve lezzetle anılan Eğriçayır Yaylası, yüksek irtifası ve eşsiz flora yapısıyla bu yıl da dikkatleri üzerine çekti. Toros Dağları’nın zengin bitki örtüsü, arıların ürettikleri balda hem aroma hem de kalite anlamında fark yaratıyor. Üreticiler, sıfır rakımdan başlayarak arı kolonilerini yaz aylarında Toroslar’ın serin tepelerine taşırlar. Bu zahmetli ama bir o kadar verimli sürecin sonunda, elde edilen bal sadece yerel değil, uluslararası platformlarda da adından söz ettiriyor. Eğriçayır balı, mevcut üretim döneminde de dünya birinciliğiyle taçlandı. Üreticilere göre bu başarı, bölgenin doğasının sunduğu eşsiz avantajların yanı sıra geleneksel yöntemlerin modern tekniklerle birleşmesinden kaynaklanıyor.
Sezon boyunca zorlu koşullara rağmen bal üretiminin başarılı bir şekilde tamamlanması, kuraklık endişelerine rağmen sektörde moral kaynağı oldu. Uzmanlar, sürdürülebilir arıcılığın önemine dikkat çekerken, arıların besin kaynağı olan zengin bitki örtüsünün korunması gerektiğinin altını çiziyor. Ayrıca bal veriminin artmasında rol oynayan iklim ve toprak yapısı gibi faktörlerin, uzun vadede ekonomik katkıyı artıracağı da vurgulanıyor. Eğriçayır Yaylası’nda üretilen bal, sadece Türkiye’de değil, uluslararası pazarda da büyük ilgi görüyor ve bu durum, bölgedeki arıcılar için motivasyon kaynağı oluyor. Üreticiler ise geleneksel arıcılık prensiplerini modernleşme ile harmanlayarak çıtayı her yıl daha da yükseltmeyi hedefliyor.