Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, eğitim politikaları ve yönetim süreçlerine dair dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Teftiş süreçlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bakan Tekin, bu mekanizmanın yalnızca denetim değil, aynı zamanda rehberlik ve danışmanlık hizmeti sunması gerektiğinin altını çizdi. Eğitimin temel taşı olan yöneticilerinin kamu hukukuna, temel hak ve özgürlüklere uygun bir şekilde hareket etmesi gerektiğini belirten Tekin, teftişin daha fazla rehberlik odaklı hale gelmesi gerektiğini vurguladı.
Bakan Tekin’in açıklamalarında, eğitimin toplumun her kesimi üzerinde yaratacağı uzun vadeli etkiler göz önünde bulundurularak daha hassas bir yaklaşım benimsenmesi gerektiğine dair mesajlar yer aldı. Ona göre, teftişten beklenen rol, sadece sorunları tespit etmekle sınırlı olmamalı; bunun yanı sıra, çözüme yönelik yol gösterici öneriler sunarak sistemlerin daha verimli bir şekilde çalışmasını sağlamak olmalıdır. “Teftiş süreçlerinde eğitimin kalitesini artıracak bir anlayış benimsemek, hepimizin ortak sorumluluğudur” şeklinde konuştu.
Eğitim yöneticilerinin faaliyetlerini yürütürken hukuk devleti düzenine uyum sağlaması gerektiğini hatırlatan Tekin, denetleme süreçlerinin baskıcı bir mekanizma gibi görünmemesi gerektiğini sözlerine ekledi. Daha çok bir rehberlik hizmeti olarak algılanması gereken teftiş, onun gözünde eğitim alanındaki sorunların çözümünde anahtar bir rol oynuyor. Bu bağlamda, eğitim politikalarında sistematik bir iyileştirme hedeflenirken kurumların da bu doğrultuda desteklenmesi gerektiğine işaret etti.
Son olarak, teftiş mekanizmasının, karar alıcıların ve saha çalışanlarının ortak hedefler doğrultusunda daha etkin iş birliği içinde çalışmasına katkı sağlayacağına vurgu yapan Tekin, tüm eğitim sisteminde kaliteyi artırma hedefine ulaşmanın ancak herkesin sorumluluklarını yerine getirmesiyle mümkün olabileceğini belirtti. Bakan Tekin’in eğitimde kalite ve danışmanlık odaklı teftiş anlayışı, yeni eğitim dönemine dair umut verici bir yaklaşım olarak dikkat çekti.