Bin Derecelik Ateşin Ustası: 38 Yıllık Demirci Gelenekleri Yaşatıyor

Ordu ilinde yıllara meydan okuyan bir ustalık hikayesi yaşanıyor. 38 yıldır körük ocağında harlanan demirlere can veren Cemil Döner, neredeyse bir ömür boyu süren tecrübesini ve emeğini mesleğine adadı. 1.000 dereceyi aşan sıcaklıkların başında ter dökerek demirden tarım aletleri üreten Döner, mesleğini babasından devralmış. Onun için demircilik sadece bir uğraş değil, aynı zamanda nesilden nesile aktarılan bir miras. Ancak, modernleşen dünyada bu el emeğine dayalı mesleklerin giderek unutulması onu düşündürüyor. Cemil Usta, “Benden sonra mesleği sürdürecek kimse olmayacak gibi görünüyor” sözleriyle, demirciliğin geleceği konusunda endişelerini dile getiriyor.

Demircilik, ustasının ellerinde şekillenerek çiftçilerin tarlasında hayat buluyor. Ordu’daki küçük körük ocağında üretilen kazmalar, sabanlar ve bel kürekleri, sadece çiftçilerin değil, aynı zamanda yerel ekonominin de en önemli yapı taşlarından biri. Cemil Döner, teknolojiyle değişen dünyada bu tür el yapımı tarım ekipmanlarına olan talebin azalmasına rağmen, işini her zamanki tutkuyla yapmaya devam ediyor. İşin zorluklarına ve tehlikesine dikkat çeken deneyimli usta, “Bu mesleği yapan çok az kişi kaldı. Herkes daha kolay işler istiyor. Oysa bu zanaat hem ustalık hem de sabır gerektiriyor” ifadeleriyle mesleğin zorluğunu vurguluyor. Demirci ustası, işini teknolojiye yenilmekten korumak adına el işçiliğinin eşsizliğine dikkat çekiyor.

Cemil Döner’in atölyesi, aynı zamanda geçmişin izlerini taşıyan bir müze etkisi yaratıyor. Babasından devraldığı eski körük, yılların yorgunluğunu taşısa da hala işlevini koruyor. Emeğin, sabrın ve ustalığın birleştiği bu atölye, dokunduğu her demir parçasıyla bir hikaye anlatıyor. Ancak, bu meslekle ilgilenen gençlerin azlığı ve fabrikasyon üretimle düşük maliyetlerin rekabeti, demirciliği yok olma noktasına getirdi. “Eskiden bu işi yapan birçok kişi vardı, şimdi sayılı kaldık. Umarım bu zanaat bir gün yeniden hak ettiği değeri bulur” diyerek gençleri bu mesleği öğrenmeye ve yaşatmaya davet ediyor. Cemil Döner’in hikayesi, teknoloji devrimlerinin ortasında el emeğiyle var olan zanaatlara bir övgü niteliğinde.

Kendisinin mesleğe karşı olan tutkusu her ne kadar sönmeyecek bir alev gibi olsa da, demirciliğin geleceği belirsizliğini koruyor. Şu an körük ocağından yükselen kıvılcımlar birer umut ışığı olsa da, bu ışığın sönmemesi için yeni nesillerin bu mesleğe ilgi göstermesi gerektiği açıkça görülüyor.

Exit mobile version