Boşandığı Eşi Tarafından Hayattan Koparıldı: Ceza Kanunlarına Rağmen Pes Dedirten Cinayet

İzmir’in Çiğli ilçesinde acı bir aile trajedisi yaşandı. Sadece bir ay önce boşandığı Halil Tezkorkmaz tarafından defalarca bıçaklanarak öldürülen 45 yaşındaki Demet Akarsu’nun ölümü, kadına yönelik şiddetin toplumda korkutucu boyutlara ulaştığını bir kez daha gözler önüne serdi. Yaşanan dehşet anlarının ardından ortaya çıkan detaylar ise akıllara durgunluk verdi. Katil zanlısı Halil Tezkorkmaz’ın cinayetin ardından, maktulün fotoğraflarını çekip yakınlarına göndermesi, bu tür olayların sadece fiziksel değil, psikolojik bir şiddet boyutunu da içerdiğini kanıtladı.

Talihsiz kadının ablası Dilek Hınıslı, kız kardeşinin yaşamını yitirdiği bu vahşi saldırı sonrası tepkisini sert bir şekilde dile getirdi. Hınıslı, “Demet’i defalarca tehdit etmişti. Kardeşim, Halil hakkında uzaklaştırma kararı çıkarttırmıştı ama sonuçta bu da yetmedi. Canıyla ödedi” diyerek, kadına yönelik şiddetin engellenmesindeki yasal ve toplumsal boşluklara dikkat çekti. Dilek Hınıslı’nın aktardığına göre, Demet Akarsu uzun bir süredir eski eşi tarafından tehdit ediliyor ve sürekli korku içinde yaşıyordu. Yakınlarının tüm çabalarına rağmen, Akarsu bu trajik sonla yüzleşmek zorunda kaldı.

Kadının öldürüldüğü vahim olay, sadece bireysel bir trajediden öte, önemli bir toplumsal soruna işaret ediyor. Türkiye genelinde kadınların maruz kaldığı şiddet vakalarında artış gözleniyor ve alınan önlemler ne yazık ki birçok kadını korumakta yetersiz kalıyor. Demet Akarsu’nun ölmeden önce koruma altında olduğu ve resmi bir uzaklaştırma kararının yürürlükte olduğu biliniyor. Bu tür hukuki tedbirlerin uygulamada etkili olamaması ise birçok kesim tarafından eleştiriliyor. Sosyal medyada geniş yankı bulan olay sonrası, kadın cinayetlerini önlemeye yönelik çağrılar bir kez daha gündeme taşındı.

Bu yaşanan korkunç olay, kadına yönelik şiddete karşı“sıfır tolerans” politikalarının daha kararlı bir şekilde uygulanması gerektiğini hatırlattı. Uzmanlar, sadece yasal düzenlemelerin değil, toplumsal bilinçlendirme kampanyalarının da ön planda tutulması gerektiğine dikkat çekiyor. Demet Akarsu’nun yaşadığı trajedi, bir kadının hayattan vahşice koparılmasının ötesinde, şiddet mağduru bireylerin nasıl daha etkili şekilde korunabileceği konusunu tekrar tartışmaya açtı. Tüm bu tartışmalar devam ederken, geride gözü yaşlı bir aile ve adalet arayışı içinde bir toplum kaldı.

Exit mobile version