Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş hakkında başlatılması planlanan soruşturma iznine karşı Cumhuriyet Halk Partisi’nden (CHP) sert bir tepki geldi. CHP Sözcüsü Özkan Yücel, bu sürecin siyasi bir hamle olduğunu vurgulayarak, Yavaş’a yönelik itibarsızlaştırma girişimlerinin halkın iradesine saygısızlık anlamına geldiğini ifade etti. Yücel, “Mansur Yavaş’ı adalet ve şeffaflık anlayışıyla tanıyanlar, bu süreçlerde hangi niyetlerin saklandığını açıkça görecektir. İtibarına halel getirmek isteyenler, halkın vicdanında asla kabul görmeyecektir,” dedi.
CHP Sözcüsü, Mansur Yavaş’ın bugüne kadar sergilediği yönetim anlayışının, halkın ihtiyaçlarını önceleyen şeffaf ve hesap verebilir bir belediyecilik modeli sunduğunu belirtti. “Yavaş, Ankara’da adil ve dürüst bir yönetimin sembolü haline gelmiştir. Onun başarısını gölgelemek için atılan bu adımlar, aslında halkın iradesini ve tercihlerini yok sayan bir anlayışı yansıtmaktadır” sözleriyle konuşmasına devam eden Yücel, bu süreçte hukukun üstünlüğüne olan inancın bir kez daha sınandığını kaydetti.
Siyasi süreçlerin, halkın temsilcilerine yönelik baskı aracı olarak kullanılmasının kabul edilemez olduğunu dile getiren Yücel, bu tür çabaların Türkiye’de demokratik değerleri ve siyasi etik kurallarını zedelediğini savundu. “İktidarın, Mansur Yavaş’ı itibarsızlaştırma planları, halkın nezdinde ters tepecektir. Kamu kaynaklarını doğru kullanan, projelerinde şeffaflık ilkesinden ödün vermeyen bir ismi karalamaya çalışmak, milletin gözünde inandırıcılıktan uzaktır.” dedi. CHP’nin, hem hukuk zemininde hem de halk desteğiyle bu sürecin takipçisi olacağını vurguladı.
Mansur Yavaş’ın uzun süredir başta Ankara olmak üzere Türkiye genelinde herkes tarafından takdir edilen bir belediye başkanlığı profili çizdiğini belirten analistler, bu tür hamlelerin, muhalefetin yerel yönetimlerdeki başarısını gölgeleme çabası olarak değerlendirilebileceğini söylüyor. Birçok uzman, Yavaş’ın sosyal belediyecilik ve yolsuzlukla mücadele çalışmalarıyla halkın gönlünde ayrı bir yer edindiğine dikkat çekiyor. Tüm bu tabloya rağmen, Türkiye’deki siyasi arenada karşı karşıya kalınan gerilimlerin, demokratik işleyiş ve adil yönetim ilkeleri üzerinde ne kadar etkili olduğu ise merak konusu olmaya devam ediyor.