Dünya Bankası: Gelişmekte Olan Ülkelerde Borç Krizi Tırmanıyor

Dünya Bankası’nın açıkladığı son verilere göre, gelişmekte olan ülkelerin dış borç dinamiklerinde endişe verici bir artış görülüyor. Banka, bu ülkelerin 2022-2024 yılları arasındaki dış borç anapara ve faiz ödemeleri ile aldıkları yeni finansman arasındaki farkın 741 milyar dolara ulaştığını belirtti. Bu rakam, son 50 yılın en yüksek seviyesi olarak kaydedildi ve küresel ekonomideki kırılganlığın bir yansıması olarak değerlendirildi. Ekonomistlere göre, bu durum, gelişmekte olan ülkelerdeki ekonomik istikrar için önemli riskler oluşturuyor.

Başta düşük gelirli ekonomiler olmak üzere birçok ülke, mevcut borç yüklerini azaltmak ve piyasalardan yeni kaynak sağlamak konusunda zorlanıyor. Dünya Bankası uzmanları, yüksek borcun, ülkelerin büyüme oranlarını ciddi şekilde baskı altına aldığını, altyapı projeleri ile sosyal kalkınma inisiyatiflerini sekteye uğrattığını ifade ediyor. Özellikle küresel finansman maliyetlerinin artması ve merkez bankalarının agresif faiz artırımları, bu ülkeler için borçlanmayı giderek daha pahalı hale getiriyor. Diğer yandan, jeopolitik gerginlikler ve tedarik zincirlerindeki sorunların da borç-ödemek için yaratılan bütçe üzerindeki baskıyı artırdığı belirtiliyor.

Bu mali dengesizlikler, yalnızca gelişmekte olan ülkelerle sınırlı kalmayıp, küresel ekonomi üzerinde zincirleme etkiler yaratma riskini taşıyor. Borç krizinin derinleşmesi, yatırım ortamını olumsuz etkileyebilir ve düşük gelirli ülkelerde toplumsal eşitsizliği daha da artırabilir. Dünya Bankası yetkilileri, uluslararası toplumun bu ülkelerin borç sürdürülebilirliğini sağlamak ve finansal istikrarı desteklemek adına hızlı bir şekilde harekete geçmesi gerektiği konusunda uyarılarda bulunuyor. Ayrıca, küresel mali sistemde daha adil reformların yapılması ve gelişmekte olan ülkeler için borç hafifletme mekanizmalarının devreye alınması öneriliyor.

Exit mobile version