İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Beylikdüzü Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde açılan ‘ihaleye fesat karıştırma’ davasında beraat etti. Uzun süredir kamuoyunda dikkatle takip edilen ve tartışmalara yol açan dava, bugün sonuçlanarak İmamoğlu ve destekçileri için rahatlatıcı bir neticeyle son buldu.
Dava, 2014 yılında İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu dönemdeki bir ihalenin usulsüz şekilde gerçekleştirildiği iddialarına dayanıyordu. Söz konusu süreçte, belediyeye ait bir proje ihalesinde kuralların ihlal edildiği öne sürülmüş ve bu gerekçeyle İmamoğlu hakkında adli süreç başlatılmıştı. Ancak mahkeme, bugün verdiği kararla suçlamaların yersiz olduğuna kanaat getirerek Ekrem İmamoğlu’nun beraatine hükmetti. Mahkemenin kararında, ihale süreçlerinde sahtekarlık ya da hukuka aykırılık teşkil eden somut bir delilin bulunmadığına vurgu yapıldı.
İmamoğlu, dava sürecinde pek çok kez kendisine yöneltilen suçlamaların siyasi bir manevra olduğunu ifade etmiş ve adalete olan inancını defalarca dile getirmişti. Bugün verilen beraat kararı sonrası, İBB Başkanı bir açıklama yaparak, “Gerçeklerin er ya da geç gün yüzüne çıkacağına her zaman inandım. Bu süreçte yanımda olan herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ayrıca, hukuki süreçlerin siyasete dönük bir araç olarak kullanılmaması gerektiğini vurgulayan İmamoğlu, demokrasinin ancak güçlü ve bağımsız bir adalet sistemiyle güçleneceğini belirtti.
Davaya ilişkin kararın ardından pek çok kesimden farklı yorumlar geldi. Destekçileri, beraat kararını sevindirici bir gelişme olarak değerlendirirken, eleştirel kesimler ise dava sürecinin başlangıçtan itibaren siyasi bir çerçevede kullanıldığını savunarak eleştirilerini dile getirdi. Öte yandan, kararın politik arenadaki yankılarının nasıl şekilleneceği de merak konusu.
Bu gelişme, Türkiye’deki hukuk, siyaset ve demokrasi tartışmalarını bir kez daha gündeme taşıdı. Adalet sisteminin tarafsızlığını koruyup koruyamadığı sorusu kamuoyunda yeniden sorgulanırken, Ekrem İmamoğlu’nun siyasi geleceği için de önemli bir dönemeç olarak kayda geçti. Karar, hem yerel hem genel siyaset açısından önemli bir mesaj niteliği taşıyor. İmamoğlu’nun bu süreçten nasıl bir siyasi fayda sağlayacağı ise önümüzdeki dönemlerde daha net görülecek gibi görünüyor.





























