Et fiyatlarını stabilize etmek ve tüketiciye daha ulaşılabilir hale getirmek amacıyla başlatılan et ithalatı hız kesmeden devam ediyor. Türkiye’nin son yıllarda artan et talebini karşılamaya yönelik canlı hayvan ve et ithalatındaki yükseliş, dikkat çekici bir noktaya ulaştı. Özellikle 2023 yılının Ağustos ayında gerçekleşen ithalat, geçen yıla oranla yüzde 99 gibi rekor bir artışla istatistiklere yansıdı. Bu gelişme, ülkede kırmızı et fiyatlarındaki dalgalanmayı kontrol altına almak adına gerçekleştirilen politikaların bir sonucu olarak değerlendiriliyor.
Son verilere göre, yılın ilk sekiz ayında toplam büyükbaş ve küçükbaş hayvan ithalatı 524 bin 945 baş olarak kaydedildi. Bunun yanı sıra, hükümetin hayvansal ürün tedariği için ödediği tutar 798,7 milyon doları buldu. Güncel rakamlar, hem canlı hayvan hem de kırmızı et ithalatında Türkiye’nin dışa bağımlılığının ne denli arttığını gözler önüne seriyor. Bu tablo, yerli üretimin yetersiz kalmasının ve ekonomik dalgalanmaların, ülkedeki tarım ve hayvancılık sektöründe yol açtığı tahribatın sonuçları olarak değerlendirilebilir.
2020’li yılların başından itibaren, et fiyatlarında yaşanan hızlı artışın tüketici alışkanlıklarına doğrudan etki ettiği görülüyor. Yüksek enflasyon, lojistik ve yem maliyetlerindeki artış gibi faktörler, et arzını sınırlamış ve tüketicinin alım gücünü zorlamış durumda. Bunun sonucunda, hükümetin fiyatlar üzerinde kontrol sağlamak adına ithalat politikasına ağırlık verdiği görülüyor. Uzmanlar, uzun vadede ithalata bağımlı yapının, sektörde hem ekonomik hem de stratejik sorunlara yol açabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor. Özellikle yerli üretimin desteklenmesi gerektiğini belirten uzmanlar, sürdürülebilir bir hayvancılık politikasının oluşturulmasının hayati önem taşıdığına dikkat çekiyor.
Hızla artan ithalat grafiklerine rağmen, bu adımların tüketici fiyatları üzerindeki etkisi tartışmalı bir konu olmaya devam ediyor. Değişen tüketim alışkanlıklarına paralel olarak sofrada daha az yer bulan kırmızı et, birçok hanede artık ‘lüks’ sınıfına girdi. Et fiyatlarındaki bu istikrarsızlık, düşük gelirli vatandaşların kırmızı ete erişimini sınırlarken, toplumun genelinde gıda enflasyonu algısını da pekiştirdi.
Türkiye’nin ithalat yoluyla et tedariğine yönelik bu hamlesi, hızla büyüyen talebin karşılanması adına kısa vadede çözüm olarak görülüyor. Ancak uzmanlar, tarım ve hayvancılık politikalarının yeniden gözden geçirilerek, Türkiye’nin yerel üretimde kendine yeterli hale gelmesi gerektiği görüşünde birleşiyor. Aksi takdirde, ithalat yoluyla sağlanan bu geçici tedbirlerin uzun vadede mali yükü artırabileceği ifade ediliyor.