Son yıllarda ünlüler arasında giderek popülerleşen evcil hayvan klonlama süreci, hem bilim çevrelerinde hem de halk arasında tartışmalara yol açıyor. Ünlü isimler birçok duygusal sebep ve hayvanlarına olan güçlü bağları nedeniyle klonlamayı tercih ediyor. Ancak bu trend, yalnızca yüksek maliyetiyle değil, beraberinde getirdiği sağlık ve etik sorunlarla da dikkat çekiyor. Uzmanlar, yalnızca bireysel arzuların tatmini için uygulanan bu sürecin sonuçlarının üstünkörü değerlendirilmesinin büyük sorunlara neden olabileceğini belirtiyor. Klonlama işlemi, laboratuvar ortamında kopyalanan DNA’nın yeni bir canlıya aktarılmasıyla gerçekleşiyor ve bu süreç, genetik çoğaltma teknolojisinin geldiği noktayı gözler önüne seriyor.
Klonlama sürecinin kısa sürede ünlülerin radarına girmesindeki en büyük unsur, sahiplerinin evcil hayvanlarıyla olan özel bağlarını kaybetme korkusu. Özellikle köpek ve kedilerde görülen klonlama işlemleri, sahipleri tarafından “sevilen bir dostun yaşatılması” olarak tanımlansa da bu durum, biyoloji uzmanları açısından oldukça karmaşık sonuçlar doğuruyor. Klonlanmış bir hayvan genetik olarak aynı olsa dahi, orijinal hayvanın davranışsal özelliklerini ya da fiziksel sağlığını %100 taşıması mümkün değil. Ayrıca, sürecin temelindeki yüksek hata oranı birçok sağlık ve gelişim sorununu da beraberinde getiriyor. Çoğu zaman klonlanan hayvanlarda bağışıklık sistemi problemleri ve organ deformasyonları gibi rahatsızlıklar yaşanıyor.
Etik boyutta ise tartışmalar daha da büyüyor. Bilim insanları, klonlamanın sadece bireysel ve duygusal ihtiyaçlar için kullanılıyor olmasının hayvan refahını gölgede bırakabileceğini savunuyor. Hayvan hakları savunucuları, bu teknolojinin hayvanlar üzerinde gereksiz acıya ve strese sebep olduğunu belirtiyor. Klonlama sırasında yalnızca yeni yavruların oluşturulması değil, doğum sürecindeki taşıyıcı hayvanların maruz kaldığı olumsuzluklar da dikkat çekiyor. Klonlanmış canlılar, doğal yöntemlerle doğan akranlarına göre genetik çeşitlilikten yoksun olduklarından, doğal seleksiyon süreci içerisinde daha savunmasız hale gelebiliyor. Uzmanlar, bu durumun uzun vadede ekosistem dengesini de etkileyebileceği konusunda uyarılarda bulunuyor.
Klonlama işleminin yüksek maliyeti, bu hizmeti sadece küçük bir kesim için erişilebilir kılıyor. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki bir biyoteknoloji firması tarafından sunulan hizmetin fiyatı 50 bin dolar ile 100 bin dolar arasında değişiyor. Üstelik bu ücret sadece ilk aşamaları kapsıyor. Klonlama başarısız olduğunda ya da sağlık sorunları ortaya çıktığında ek maliyetler söz konusu oluyor. Bu durum, ortalama bir hayvanseverin ulaşamayacağı bir lüks olarak görülüyor. Öte yandan, klonlama uygulamalarının yaygınlaşmasıyla birlikte gelecekte bu fiyatların daha makul seviyelere ineceği tahmin edilse de, uzmanlar toplumsal bilincin artırılması gerektiğini vurguluyor. Bilim insanlarının uyarıları, gelecekte etik ve yasal düzenlemelerin kaçınılmaz olacağını da işaret ediyor.






























