Galatasaray, Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) hakem atamaları konusundaki kararlarına yönelik tepkisini bir kez daha kamuoyuyla paylaştı. Sarı-kırmızılı kulübün Başkan Vekili Abdullah Kavukcu, özellikle Yasin Kol’un maçlara atanmasına dair sert bir açıklamada bulundu. Galatasaray yönetiminin uzun süredir dile getirdiği hakem kararlarıyla ilgili eleştiriler, bu atamayla birlikte yeni bir boyut kazandı. Kavukcu, TFF’nin Yasin Kol tercihini “kabul edilemez” olarak nitelendirirken, kulüp olarak bu konu üzerindeki sabırlarının tükendiğini vurguladı.
Kavukcu, yaptığı açıklamada, “Yasin Kol’un ismini tekrar maçlarda görmek, Türk futbolunun adaleti açısından kaygı verici bir gelişmedir. Galatasaray olarak bu tür kararların futbol kamuoyundaki adalet algısını zedelediğine inanıyoruz. Biz her zaman futbolun sahada kazanılmasından yanayız, ancak bu tür atamalar saha içi adaleti gölgeliyor. Sabrımız artık bitmiştir” ifadelerini kullandı. Uzun süredir hakemlerle ilgili tartışmaların odağında yer alan sarı-kırmızılı kulüp, Türk futbolunun geleceği için daha şeffaf ve adil bir yaklaşım talep ediyor.
Galatasaray camiası, sadece bu kararı değil, son dönemlerde hakemler ve karar mekanizmaları üzerindeki genel uygulamaları da eleştiriyor. Yasin Kol yönetiminde yaşanan tartışmalı maçlar ve geçmişte alınan kararlar, kulüp taraftarlarının hakeme duyduğu güvenin ciddi şekilde sarsılmasına neden oldu. Futbolseverlerden ve spor otoritelerinden de yoğun tepki çeken bu atamaların, sahadaki rekabetin ruhuna zarar verdiği düşünülüyor. Kulüp yönetimi, TFF’den sorunlara yapıcı çözümler üretmesini ve adil bir sistem inşası için somut adımlar atmasını bekliyor.
Galatasaray yönetiminin açıklaması, özellikle Türk futbolunda hakemlik müessesesi konusundaki daha geniş tartışmaları da yeniden gündeme getirdi. Spor kamuoyunda, hakemlerin performansı ve atanma süreçleri hakkındaki şeffaflık eksikliğine yönelik eleştiriler bir süredir yükseliyor. Ancak Galatasaray’ın son çıkışı, bu konudaki rahatsızlıkların artık kulüp düzeyinde sabır sınırlarını aştığını gözler önüne seriyor. Türk futbolunun geleceği, çözüm odaklı reformlara bağlı gibi görünüyor.
