Güney Asya, son zamanlarda etkili olan muson yağışları ve Ditwah Kasırgası’nın yıkıcı etkileriyle mücadele ediyor. Bölge genelinde meydana gelen sel felaketleri ve toprak kaymaları, birçok ülkede yaşamı durma noktasına getirdi. Tahminlere göre binlerce kişi evini terk etmek zorunda kaldı, hatta bazı bölgelerde geniş çaplı tahliye emirleri verildi. Yetkililer, doğal afetlerin yol açtığı kayıpların bilançosunu her geçen gün güncellerken, bölgedeki acil durum ekipleri zor şartlar altında çalışmalarını sürdürüyor.
Endonezya, felaketten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu. Ülkede yoğun yağışların başlattığı sel baskınları ve yaygın toprak kaymaları nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısı 604 olarak açıklandı. Başkent Jakarta dahil olmak üzere birçok büyük şehir sular altında kalırken, kırsal alanlardaki kurtarma çalışmaları daha da zorlaşmış durumda. Ağır hasar gören yollar ve köprüler, bölge halkına ulaşımı neredeyse imkânsız hale getiriyor. Yetkililer, durumun sağlık krizine de yol açabileceğine dair uyarılarda bulunuyor.
Sri Lanka’da ise tablo benzer şekilde ağır. Adanın çeşitli bölgelerinde etkili olan muson yağışları sonucu can kaybı 366’ya ulaştı. Özellikle dağlık bölgelerde meydana gelen toprak kaymaları, birçok köyün tamamen izole olmasına neden oldu. Kırsal bölgelerde acil yardım bekleyen binlerce kişi, sınırlı kaynaklarla hayatta kalmaya çalışıyor. Hükümet yetkilileri, uluslararası yardım çağrısında bulunarak yiyecek, su ve tıbbi malzeme ihtiyacının bir an önce karşılanması gerektiğini ifade etti.
Tayland, bölgede zorlu bir süreci atlatmaya çalışan diğer bir ülke. Ülkede şu ana kadar açıklanan verilere göre muson yağışlarının getirdiği felaketlerde 176 kişi hayatını kaybetti. Birçok kasaba, sokaklar ve tarım arazileri halen su altında. Sel seviyelerinin yükselmeye devam ettiği bölgelerde yerel yönetimler, güvenli alanlara tahliye çalışmalarını yoğunlaştırmış durumda. Bunun yanında Malezya’da, diğer ülkelere kıyasla daha az etkili olan felaketler nedeniyle şu ana kadar 3 kişi hayatını kaybettiği bildirildi.
Uzmanlar, bölgede yaşanan bu felaketlerin yalnızca iklim değişikliğinin değil, aynı zamanda aşırı yapılaşma, yetersiz altyapı ve doğal kaynakların kontrolsüz şekilde kullanımı gibi insan etkilerinin de sonucu olduğuna dikkat çekiyor. Özellikle ormansızlaşma ve yerel yönetimlerin çevre politikalarındaki eksiklikler, bu tür doğal afetlerin etkilerini daha da ağırlaştırıyor. Hükümetlerin iklim değişikliğiyle mücadelede daha ciddi adımlar atmaması halinde benzer felaketlerin yoğunluğunun ve sıklığının artacağı tahmin ediliyor.
Güney Asya’da devam eden bu kriz, hem yerel halkı hem de uluslararası toplumu endişelendiriyor. Felaket bölgelerine yardım ulaştırılması için başlatılan kampanyalara, birçok insani yardım kuruluşu aktif şekilde katkı sağlıyor. Ancak yapılan açıklamalara göre mevcut yardımlar, ihtiyaçların yalnızca bir kısmını karşılayabiliyor. Bölge halkının yeniden toparlanması için uzun vadeli bir dayanışma ve planlama sürecine ihtiyaç duyuluyor.





























