İsrail ordusunda, son yıllarda giderek artan intihar vakaları gündemdeki yerini koruyor. Gazze Şeridi’nde görev yapan bir İsrail askerinin yaşadığı ağır travma sonucu hayatına son verdiği haberinin ardından, Temmuz ayından bu yana intihar eden askerlerin sayısının endişe verici şekilde artış gösterdiği ifade ediliyor. Bu durum, yalnızca ordu içinde değil, aynı zamanda İsrail toplumu genelinde de tartışmaları alevlendirmiş durumda. Uzmanlar, askerlerin özellikle Gazze gibi yüksek gerilim bölgelerinde görev yapmaları nedeniyle ciddi ruhsal sorunlar yaşadıklarına dikkat çekiyor. Yaşanan bu krizin ardında, savaşın yıpratıcı etkileri, psikolojik destek eksikliği ve askerlerin travmalarını yeterince paylaşamadığı bir ortamın bulunduğu dile getiriliyor.
Gazze Şeridi’nde süregelen çatışmalar ve operasyonlar, İsrail askerleri üzerinde ağır bir psikolojik yük oluşturuyor. Bölgedeki görevlerde sıkça karşılaşılan şiddet ve kayıplar, genç askerler üzerinde kalıcı etkiler bırakabiliyor. Özellikle askerlerin yaşadığı travmalar, görevlerini bitirip rutin hayata geri döndüklerinde de etkisini sürdürmeye devam ediyor. Psikologlar, bu tür bölgelerde görev alan askerlerin kapsamlı bir psikolojik destek sürecinden geçirilmesi gerektiğini ifade ediyor. Ancak, edinilen bilgilere göre, birçok askerin ihtiyaç duyduğu bu desteği ya zamanında alamadığı ya da verilen desteğin yetersiz kaldığı belirtiliyor. İsrail Savunma Kuvvetleri’nde (IDF) görev yapan askerler arasında zaman zaman bu tür olayların yaşandığı bilinse de, son dönemdeki artış ordu yetkililerini ciddi şekilde endişelendirmiş durumda.
Yaşanan intihar vakaları, İsrail’deki sivil ve askeri otoriteleri, ordunun ruh sağlığı programlarını yeniden gözden geçirmeye yönlendirdi. İsrail hükümeti ve ordu, askerlerin intiharlarını önlemek için kapsamlı bir dizi adım atmayı planlıyor. Ancak, uzmanlar bu tür sorunların yalnızca kısa vadede alınacak önlemlerle çözülemeyeceği konusunda uyarıyor. Özellikle, Gazze gibi bölgelerde görev yapan askerlerin yaşadıkları travmaların uzun vadeli etkileri hesaba katılmalı ve kalıcı çözümler geliştirilmeli. Askerlerin görev sonrası topluma uyum sağlayabilmeleri ve travmalarla başa çıkabilmeleri için daha fazla kaynak ayrılması gerektiği ifade ediliyor. Yine de, özellikle İsrail ile Filistin arasında süregelen çatışmalar düşünüldüğünde, bu sorunların yalnızca bireysel düzeyde değil, daha geniş kapsamlı bir politika değişikliği gerektirdiği açık.
Artan intihar vakaları, savaşın yalnızca fiziksel değil, duygusal ve zihinsel yaralar da bıraktığını bir kez daha gösteriyor. İsrail toplumunda Gazze kaynaklı travmalarla ilgili yapılan tartışmalar, bu sorunların çözümü için daha fazla farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Uzmanlar, yaşanan acı olayların yeniden yaşanmaması adına daha kapsamlı bir destek ve önleme programının şart olduğunun altını çiziyor.