İsrail’de aşırı sağın temsilcilerinden Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in Mescid-i Aksa’da gerçekleştirdiği kışkırtıcı ziyaret, ülke çapında büyük bir tartışmayı beraberinde getirdi. Ben-Gvir’in kutsal mekâna yaptığı bu ziyaret sadece Filistin tarafında değil, aynı zamanda İsrail içinde de sert tepkilere yol açtı. Çeşitli çevreler tarafından “provokasyon” olarak nitelendirilen bu hareket, ülkedeki siyasi ve toplumsal gerilimleri yeniden alevlendirdi.
Ben-Gvir’in, Mescid-i Aksa’ya gerçekleştirdiği baskın şeklindeki ziyareti, özellikle İsrail basınında yoğun bir şekilde ele alındı. Bazı haber kaynakları, bu hareketin bölgede uzun süredir devam eden tansiyonu daha da yükseltebileceği konusunda uyardı. Yazılı basın ve analiz köşelerinde, bakanın bu hamlesi “sorumsuzca” ve “tehlikeli” olarak değerlendirilirken, bölgedeki kırılgan dengeye büyük zarar verebileceğine dikkat çekildi. Özellikle muhalif gazeteler, Ben-Gvir’in bu girişiminin sadece diplomatik krizlere değil, aynı zamanda iç güvenlik risklerine de kapı aralayabileceği uyarısında bulundu.
Mescid-i Aksa, hem Müslümanlar hem de Yahudiler için kutsal sayılan bir alan ve yüzyıllardır süregelen dinî hassasiyetlerin merkezinde yer alıyor. Uzmanlar, bu tür provokatif adımların Ortadoğu’da yeni bir şiddet dalgasını tetikleyebileceğini ifade ediyor. İsrail vatandaşlarının bir kısmı, Ben-Gvir’in açıklamalarını ve eylemlerini desteklemese de onun söylemleri aşırı milliyetçi kesimler arasında karşılık buluyor. Ancak bu durum, ülkede ciddi bir kutuplaşmayı da beraberinde getiriyor. Uzmanların yanı sıra ülkedeki diğer bakanlar ve siyasiler de Ben-Gvir’in son hamlesine mesafeli yaklaşırken, bölgede dengelerin yeniden gözden geçirilmesine ihtiyaç duyulduğu vurgulanıyor.
Filistin tarafı ise bu ziyareti “Mescid-i Aksa’nın statüsüne doğrudan bir saldırı” olarak değerlendirdi. Filistinli liderler, uluslararası toplumu Ben-Gvir ve diğer aşırı sağcı İsrailli siyasetçilerin kışkırtıcı eylemlerine karşı harekete geçmeye çağırdı. Ürdün ve Suudi Arabistan gibi ülkeler de bu duruma sert tepki göstererek, böyle bir girişimin kabul edilemez olduğunu bildirdi. İsrail hükümeti uluslararası eleştirilere sessiz kalmayı seçerken, içerideki birçok muhalif siyasi lider bu durum karşısında güçlü açıklamalarda bulunmayı sürdürüyor.
Sonuç olarak, Ben-Gvir’in bu provokatif hamlesi, sadece İsrail içinde değil, uluslararası arenada da büyük bir yankı uyandırdı. Uzun süredir hassas olan bölgedeki dengeyi yeniden bozma riski taşıyan bu tür adımların, diplomatik diyaloğu daha da zorlaştıracağı öngörülüyor. Yaşanan gelişmeler, sadece dinî gerilimleri değil, aynı zamanda siyasi çatışmaları da derinleştirebilir. Tüm bunlar, İsrail ve Ortadoğu genelindeki hassas dengelerin gelecek günlerde nasıl şekilleneceğine dair önemli bir test niteliği taşıyor.