İsrail hükümeti, Gazze’ye yönelik yeni bir askeri harekâtın sinyallerini verdi. Son günlerde yapılan resmi açıklamalar ve bölgedeki hareketlilik, yaklaşmakta olan operasyon hazırlıklarını gözler önüne seriyor. Özellikle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun “Gideon’un Savaş Arabaları” olarak bilinen önceki operasyonların başarısız olduğunu kabul etmesi, yeni bir stratejiye geçişin gerekçesi olarak öne çıkıyor. Netanyahu, Gazze’ye yönelik planlarının üç ana hedef üzerine kurulu olduğunu belirtti. Bu hedeflerden ilki, bölgedeki direniş gruplarını zayıflatmak ve askeri altyapılarını etkisiz hale getirmek. İkinci hedef, Gazze sınırını güvence altına almak, üçüncüsü ise uluslararası toplumun olası tepkilerini minimize ederken İsrail iç kamuoyunda siyasi destek sağlamayı amaçlıyor.
Netanyahu hükümeti, bu doğrultuda kontrollü bir şekilde insani yardım akışına izin verdiğini açıkladı. İsrail medyasına göre bu durum, uluslararası kamuoyunun eleştirilerini yumuşatmayı ve operasyon öncesi gerekli hazırlıkların tamamlanmasını olanaklı kılmayı hedefliyor. Ancak bu hamle, birçok analistin “zaman kazanma” olarak nitelendirdiği bir strateji olarak yorumlandı. Bölgedeki tansiyonun giderek yükseldiği bu süreçte, İsrail’in askeri birliklerini yoğun bir şekilde Gazze sınırına sevk ettiği gözlemleniyor. Netanyahu’nun açıklamalarından anlaşıldığı kadarıyla, bu operasyonun geçmişte yapılanlardan çok daha kapsamlı bir askeri plan üzerine kurulu olduğu belirtiliyor.
Öte yandan uluslararası arenada İsrail’in bu tutumu tartışma konusu olmaya devam ediyor. Birleşmiş Milletler ve çeşitli uluslararası insan hakları kuruluşları, Gazze’de insani durumun kritik bir eşikte olduğu ve İsrail’in muhtemel askeri müdahalelerinin daha fazla yıkıma yol açabileceği konusunda uyarıda bulundu. Bununla birlikte, İsrail hükümeti ulusal güvenlik endişelerini öne sürerek operasyonun gerekçelerini savunuyor. Gazze’deki sivil halk ise hem İsrail ordusunun operasyon tehditleri hem de bölgedeki temel yaşam koşullarının giderek kötüleşmesi nedeniyle oldukça zor bir dönem geçiriyor. Neticede, bölgede dengelerin nasıl değişeceği ve uluslararası topluluğun nasıl tepki vereceği önümüzdeki günlerde netleşecek.