Türkiye ekonomisinde işsizlik rakamlarıyla ilgili çarpıcı veriler ortaya çıktı. DİSK Araştırma Merkezi’nin (DİSK-AR) raporuna göre, geniş tanımlı işsizlik oranı tarihi bir yükseliş kaydederek 13,4 milyon kişiye ulaştı. Bu veri, son yıllarda istihdam piyasasındaki durağanlığın yanı sıra iş gücü piyasasına yönelik derinleşen sorunlara dikkat çekiyor. TÜİK’in dar tanımlı işsizlik oranında herhangi bir kayda değer değişim görülmezken, geniş tanımlı işsizlikte korkutucu bir artış yaşandı. 2023-2025 yılları arasında geniş tanımlı işsiz sayısında yaklaşık 4 milyon kişilik bir artış gözlemlendi.
Dar tanımlı işsizlik oranı, resmi verilere göre hesaplandığında, son birkaç yıl içinde yüzde 8-10 aralığında bir seyir izledi ve herhangi bir dramatik değişim göstermedi. Ancak, geniş tanımlı işsizlik verisi göz önünde bulundurulduğunda, özellikle ekonomik durgunluğun etkisiyle kayıt dışı iş gücündeki artış, iş aramayı bırakmış bireylerin sayısındaki çoğalma ve eksik istihdam eden sektörlerin varlığı net bir şekilde göze çarpıyor. Bu durum, resmi rakamların gizlediği derin bir işsizlik krizine işaret ediyor. Özellikle genç nüfus ve kadınlar arasında işsizlik oranlarının giderek artması, iş gücüne katılma oranlarının düşük kalması sorunun boyutlarını daha da karmaşık hale getiriyor.
DİSK-AR raporu, geniş tanımlı işsizliğin artışını yalnızca ekonomik daralmaya değil, aynı zamanda birçok yapısal soruna da bağlıyor. Özellikle ekonomik büyümenin istihdama olan katkısının sınırlı kalması, sosyal güvencesi olmayan işçilerin artışı ve kayıt dışı ekonomi bu krizi daha da derinleştiren önemli etkenler arasında yer alıyor. Uzmanlar, istihdam politikalarının gözden geçirilmesi ve daha kapsayıcı çözümler üretilmesi gerektiği konusunda hemfikir. Geniş tanımlı işsizliğin bu tarihi seviyeye ulaşması, çalışma hayatı ve ekonomik dengenin üzerindeki baskıyı artırmaya devam ediyor. Bu süreçte, iş gücü piyasasında ciddi reformların gerekliliği bir kez daha gözler önüne seriliyor.