İzmir’de yaşanan ve iki kişinin hayatını kaybettiği trajik elektrik akımı kazasıyla ilgili süren dava sonuçlandı. Olayın ardından yapılan yargılama neticesinde 15 sanık, 8 ila 10 yıl arasında hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, güvenlik önlemlerindeki ihmalleri ve sorumluluklarını yerine getirmeyen tarafları göz önünde bulundurarak sanıkların cezalarının gerekçelerini detaylıca açıkladı. Olayın İzmir genelinde büyük infial yarattığı bilinirken, alınan bu kararın kamuoyu vicdanını bir nebze olsun rahatlatıp rahatlatmayacağı merak konusu.
Yaklaşık iki yıl önce yaşanan kazada, fabrika alanında çalışırken elektrik hattıyla temas eden işçiler ağır yaralanmış, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatlarını kaybetmişti. Soruşturma sürecinde iş yerinde elektrik güvenliğine yönelik ciddi eksikler olduğu tespit edildi. Özellikle elektrik hatlarının yanlış yerleşimi ve standartlara uygun bakım yapılmadığı mahkemede bir kez daha vurgulandı. Bu ihmaller iş kazasının yaşanmasında başlıca neden olarak gösterildi. Konunun uzmanları tarafından sunulan bilirkişi raporları da iş güvenliği tedbirlerinin yetersiz olduğunu kanıtlar nitelikteydi.
Sanıkların yargılanma süresince verdikleri ifadelerde, sorumluluğun tamamını kabul etmedikleri gözlendi. Ancak mahkeme, delilleri ve bilirkişi raporlarını değerlendirerek sanıkları, işçi sağlığı ve güvenliği kurallarını ihmal etmekten suçlu buldu. Ayrıca cezalar, ‘bilinçli ihmal’ üzerinden hesaplandığı için caydırıcı nitelikte olmaları hedeflendi. Kazada yaşamını yitiren işçilerin aileleri, davanın sonuçlanmasının ardından yaptıkları açıklamalarda alınan cezaları yeterli bulmadıklarını ifade ederek, bu tür olayların başka işçilerin yaşamını karartmaması için devletin daha sıkı denetimler yapması gerektiğinin altını çizdi.
Uzmanlar, İzmir’de yaşanan bu olayın iş güvenliği konusunda daha geniş çaplı tedbirler alınmasını sağlamak amacıyla önemli bir uyarı niteliği taşıdığına dikkat çekti. Elektrik ve diğer tehlikeli unsurların bulunduğu iş alanlarında sadece yasal prosedürlerin değil, aynı zamanda çalışanların düzenli olarak eğitilmesinin de hayati önemde olduğu vurgulandı. Ülke genelinde iş kazalarının sayıca artış göstermesi, bu tür önlemlere duyulan ihtiyacı bir kez daha ortaya koyuyor. İzmir’deki dava sonucu, iş güvenliği konusunda yeni düzenlemeleri tetikleyebilir, ancak bu düzenlemelerin etkin bir şekilde uygulanması da gerekiyor.