Son dönemde hızla artan kargo ücretleri, hem tüketicileri hem de küçük işletmeleri derinden etkiliyor. Özellikle düşük fiyatlı ürünlerin sipariş edilmesinde kargo bedelinin, ürünün kendisinden daha fazla olması dikkat çekiyor. Bu durum, müşterilerin alışveriş alışkanlıklarını yeniden gözden geçirmelerine neden olurken, firmalar da çözüm yolları aramaya devam ediyor. Örneğin, 100 TL’ye satılan bir tişört için 120 TL kargo ücreti istenirken, 10 TL’lik bir kitabın taşınması ise 79 TL’yi bulabiliyor. Bu tür fiyatlarla karşılaşan tüketiciler, alışveriş yapmadan önce iki kere düşünmek zorunda kalıyor.
Kargo fiyatlarının bölgesel farklılıklar göstermesi, özellikle uzun mesafeli taşımalarda sorunları daha da büyütüyor. İstanbul’dan Diyarbakır’a gönderilen 5 kilogramlık bir kolinin ücreti 600 TL ile 1.200 TL arasında değişirken, yurt dışından gelen kargoda tablo daha karmaşık hale geliyor. Çin’den İstanbul’a aynı ağırlıktaki bir paketin taşınması 1.200 TL ile 1.500 TL’ye kadar yükselebiliyor. Tüketiciler bu durum karşısında fiyatların adil olmadığını ifade ederken, birçok kişi bütçesini bu beklenmeyen masraflara göre yeniden düzenlemek zorunda kalıyor.
Uzmanlara göre, kargo ücretlerindeki artışın birden fazla sebebi bulunuyor. Akaryakıt fiyatlarının yükselmesi, lojistik sektöründeki maliyetlerin genel olarak artmasına neden olurken, döviz kuru dalgalanmaları da yurt dışı taşımacılığını daha pahalı hale getiriyor. Öte yandan, birçok işletmenin kargo süreçlerini üçüncü parti firmalara devretmesi, fiyatlandırma üzerinde kontrol kaybına yol açıyor. Çözüm önerileri arasında, büyük kargo firmalarının uzun vadeli daha uygun maliyetli sözleşmeler yapması ve yerel taşımacılık sektörünün daha rekabetçi hale getirilmesi yer alıyor. Bununla birlikte, tüketiciler de indirimli veya ücretsiz kargo seçenekleri sunan işletmeleri tercih ederek bu konuda bir denge arayışına girmiş durumda.
