İngiltere’nin başkenti Londra, yasaklı örgüt ilan edilen “Palestine Action” grubuna destek amacıyla düzenlenen bir eyleme sahne oldu. Göstericiler, özellikle grup üyelerine yönelik baskıları ve yasaklama kararını protesto etmek amacıyla şehir merkezinde toplandı. Eylemin başladığı andan itibaren sıkı güvenlik önlemleri alan polis, kalabalığın kontrolünü sağlamak için yoğun çaba harcadı. Ancak protesto sırasında tansiyon zaman zaman yükseldi ve polis, birçok kişiyi gözaltına almak zorunda kaldı.
“Palestine Action”, İsrail’in savunma sanayisinde faaliyet gösteren şirketlere yönelik eylemleriyle bilinen bir oluşum olarak tanınıyor. İngiltere hükümeti kısa süre önce grubun faaliyetlerini yasal olmayan ilan etmiş ve bu kapsamda üyelerine karşı hukuki süreç başlatmıştı. Londra’da düzenlenen bu eylem ise grubun yasa dışı ilan edilmesine duyulan tepkiyi ortaya koydu. Protestocular, “Adalet ve Özgürlük” sloganları eşliğinde ellerinde Filistin bayrakları taşıyarak yürüyüş gerçekleştirdi. Organizasyonun sosyal medya üzerinden geniş bir katılım çağrısı yapması, sokaklardaki yoğunluğu artırdı.
Polis ekipleri, gösterilerin kamu düzenini tehlikeye atabileceği gerekçesiyle hızlı bir şekilde harekete geçti. Kentin merkezi bölgelerinden geçen yürüyüş sırasında bazı protestocular ile güvenlik güçleri arasında gerginlik yaşanırken, eylem mülkiyete zarar verme ve izinsiz alan işgali gibi suçlamalara da sahne oldu. Yetkililer, gözaltına alınan kişi sayısını henüz net olarak açıklamazken, olayla ilgili detaylı bir soruşturma başlatıldığını bildirdi. Londra Belediye Başkanı ise yaptığı açıklamada, protesto hakkının demokrasiler için önemli olduğunu, ancak kamu düzeninin de korunması gerektiğini vurguladı.
Eylem, hem İngiliz kamuoyunda hem de sosyal medyada geniş yankı uyandırdı. Bazı kesimler, yasaklama kararını ifade özgürlüğüne aykırı bulurken, diğerleri ise grubun radikal eylemlerine karşı alınan önlemleri destekledi. Filistin davasına destek vermek isteyen farklı kesimlerden insanlar, olayın sadece bir yasaklama meselesinden ibaret olmadığını belirtti ve bölgedeki uluslararası politikalara dikkat çekti. Önümüzdeki günlerde bu tür protestoların devam edebileceği ve kamuoyundaki tartışmaların büyüyebileceği öngörülüyor.