Amerika Birleşik Devletleri’nin en prestijli basın kuruluşlarından biri olarak bilinen New York Times, İsrail’in Filistin’deki savaş sırasında medya mensuplarına yönelik tutumunu sert bir dille eleştirdi. Dünyanın farklı bölgelerindeki çatışma ve krizlere dair yaptığı derinlemesine analizlerle tanınan gazete, son yayınladığı değerlendirme yazısında İsrail’in Gazze’de izlediği politikaların, basın özgürlüğüne ciddi bir tehdit oluşturduğunu vurguladı.
New York Times, İsrail’in özellikle son dönemde Gazze’deki operasyonları sırasında gazetecilere yönelik saldırılar düzenlediğini ve medya mensuplarının bölgedeki faaliyetlerini engellediğini belirtti. Gazete, bu eylemlerin savaş bölgesinde yaşanan gerçekleri dünya kamuoyundan saklama çabası olduğunu ifade etti. Ayrıca, yaşananların yalnızca gazetecilik mesleğini değil, aynı zamanda halkın haber alma hakkını da tehlikeye attığını söyleyerek, basın özgürlüğüne yönelik bu tür kısıtlamaların asla mazur görülemeyeceğinin altını çizdi.
İsrail’in gazetecilere yönelik baskıları, uluslararası kamuoyunda ve insan hakları örgütlerinde de geniş yankı buldu. Bu baskılar, Gazze’deki çatışma sırasında hayatını kaybeden gazeteciler ve tehdit edilen diğer medya çalışanları üzerinden gündeme geldi. New York Times, özellikle savaş bölgelerinde görev yapan gazetecilerin, toplumlara doğru bilgi sağlamak için mühim bir misyon üstlendiğini hatırlatarak, bu kişilerin yaşamlarını tehlikeye atmanın uluslararası hukuk ve insan hakları normlarına aykırı olduğunu belirtti. Gazete, savaşın dehşetini belgeleyen gazetecilere yönelik bu tür saldırıların, hem çatışmaların boyutunu hem de insani krizlerin yoğunluğunu perdelemeye yönelik bir strateji olduğuna dikkat çekti.
New York Times’ın sert eleştirileri, İsrail hükümetinin ve bölgedeki diğer yetkililerin açıklamalarıyla da çelişti. İsrail, operasyonlarının güvenlik gerekçeleriyle yürütüldüğünü ve basın özgürlüğüne yönelik bir engelleme kastının bulunmadığını savunsa da, birçok uluslararası gözlemci bu açıklamaları yetersiz buluyor. Gazetecilere yönelik saldırıların, yalnızca bireysel bir güvenlik hamlesi olmadığını, aynı zamanda daha büyük bir bilgilendirme kontrolünün parçası olduğunu belirten eleştirmenler, bu duruma global çapta daha fazla dikkat çekilmesi gerektiğini ifade ediyor.
Dünya genelinde özgür ve bağımsız haberciliğin, demokratik toplumların temel taşı olduğu sıkça dile getirilirken, medya mensuplarına yönelik bu tür müdahalelerin bölgede yaşanan krizin daha fazla gizlenmesi ve uluslararası farkındalığın azalmasıyla sonuçlanabileceği yönünde endişeler artıyor. New York Times, bu bağlamda gazetecilere yönelik her türlü şiddetin ve engellemenin derhal sona erdirilmesi gerektiğini, aksi halde uluslararası toplumun bölgedeki olaylara dair gerçeği öğrenme fırsatını kaybedeceğini ifade etti.