Yenidoğan Çetesi soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin’in tehdidiyle ilgili görülen davada mahkeme, ara kararını verdi. Davada yargılanan 6 tutuklu sanıktan 5’i hakkında tahliye kararı çıkarken, bir sanığın tutukluluk halinin devamına karar verildi. Kamuoyunda dikkat çeken bu dava, adaletin işleyişi ve hukuk sistemi üzerindeki tartışmaları yeniden gündeme getirdi.
Savcı Engin, Yenidoğan Çetesi’ne yönelik önemli soruşturmalara imza atmış ve bu süreçte çetenin tehditleriyle karşı karşıya kalmıştı. Türkiye’de organize suç gruplarına yönelik yapılan operasyonların kilit isimlerinden biri olan savcının tehdit edilmesi, toplumda infial yaratmıştı. Tehdit içerikli durumlara ilişkin açılan dava ise hem hukuk çevreleri hem de vatandaşlar tarafından yakından izleniyor. Mahkemenin son tahliye kararı, bazı kesimlerce ‘yargı bağımsızlığı’nın bir göstergesi olarak değerlendirilirken, farklı kesimler ise güvenlik endişelerini gündeme taşıdı.
Mahkeme heyeti, yapılan yargılama sürecinde sanıkların savunmalarını dikkate aldı. Tahliye edilen 5 sanığın, mahkeme tarafından belirlenen adli kontrol hükümlerine tabi tutulacağı açıklandı. Özellikle elektronik kelepçe, yurt dışına çıkış yasağı ve belirli aralıklarla imza verme gibi yaptırımlar, sanıkların serbest bırakıldıktan sonra da kontrol altında kalmasını sağlayacak. Öte yandan, dosyada bulunan deliller doğrultusunda bir sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilmesi, davanın hassasiyetini bir kez daha vurguladı.
Bu tür davalar, organize suçların toplum üzerindeki etkisini gözler önüne sererken, aynı zamanda hukuk sisteminin suçla mücadeledeki önemine dikkat çekiyor. Türkiye’de mafya ve organize suç gruplarına karşı yürütülen operasyonlar ve açılan davalar, sadece yargı süreciyle sınırlı kalmayıp, toplumsal bir mesaj niteliği de taşıyor. Yenidoğan Çetesi soruşturması kapsamında yaşanan gelişmeler, adaletin kararlılıkla sürdürülmesi gerektiğinin altını çiziyor.






























