Suriye’de Şam yönetimi ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasındaki ilişkiler, son dönemde bölgede dikkat çeken bir gündem maddesi oldu. İki taraf arasında entegrasyon temelli görüşmeler sürerken, SDG’nin attığı bazı adımlar ve sahadaki hareketliliği birçok soru işaretini beraberinde getiriyor. Özellikle Arap aşiretleriyle yaşanan gerilim ve SDG’nin bölgesel politikasındaki stratejik kararlar, bu ilişkiye farklı bir boyut katıyor.
Son aylarda SDG’nin, Şam yönetimi ile masada daha olumlu bir dil benimsediği gözlemleniyor. Özellikle uluslararası arenada pozitif mesajlar vermeye odaklanan SDG, bir yandan uzlaşmacı bir imaj çizmeye çalışırken diğer yandan saha gerçekliğiyle yakından bağlantılı adımlar atmayı sürdürüyor. Bölgedeki Arap aşiretlerini kontrol altında tutma çabası ise bu dönemde kritik hale gelmiş durumda. SDG’nin bu gruplarla girdiği çatışmalar ve güç mücadelesi, örgütün bölge üzerindeki hakimiyetini koruyabilmesi açısından önemini koruyor. Ancak bu süreçte, Arap aşiretlerinin tavrı ve gerek Şam yönetimiyle gerekse diğer aktörlerle kurdukları ilişki dinamiği, gelecekteki siyaseti şekillendirecek unsurların başında geliyor.
Bölgede devam eden bu gelişmeler, yalnızca yerel değil, aynı zamanda uluslararası aktörlerin de dikkatinden kaçmıyor. SDG’nin pozitif mesajları ve eş zamanlı saha operasyonları, bu güçlerin stratejik hedeflerini sorgulatıyor. Şam yönetiminin SDG ile entegrasyona sıcak bakıp bakmadığı ve bu birlikteliğin ne kadar sürdürülebilir olduğu ise hala büyük bir muamma olarak görülüyor. Öte yandan, ABD’nin SDG üzerindeki etkisi ve Rusya’nın bu denkleme nasıl bir müdahalede bulunacağı, önümüzdeki dönemin temel belirleyicilerinden olacak gibi görünüyor. Suriye’de çıkar çatışmalarının ve mücadelelerin devam ettiği bu süreçte, SDG’nin attığı adımlar, ülkenin geleceği açısından önemli bir kilometre taşı olabilir.
