Akdeniz Üniversitesi’nde bir grup akademisyen hakkındaki disiplin soruşturması, sağlık sistemine duyulan güveni sarsacak bir dizi iddiayı ortaya çıkardı. Üniversiteye bağlı dört doktor akademisyen, kanser hastalarının tedavi süreçlerini geciktirdikleri ve Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) usulsüz işlemler bildirdikleri gerekçesiyle gündeme geldi. Durum, özellikle kanser gibi hayati bir konuda ihmalkârlık iddialarını içerdiği için kamuoyunda ciddi tepki toplarken, bu isimlere yönelik daha ağır yaptırımların uygulanması gerektiği konuşuluyor.
Disiplin soruşturması kapsamında ortaya çıkan detaylar ise şoke edici boyutta. Söz konusu akademisyenlerin, hastanelerinde tedavi gören kanser hastalarının tanı ve tedavi süreçlerini kasıtlı olarak geciktirdikleri öne sürülüyor. Bununla birlikte, SGK’ya yönelik usulsüz işlemler yapıldığı iddiaları, bu durumun yalnızca bireysel sorumsuzlukla değil, aynı zamanda kamu kaynaklarının haksız yere kullanılmasıyla da ilgili olduğunu gözler önüne seriyor. Uzmanlar, hem kanser hastalarının sağlık hakkını ihmal eden hem de yasa dışı işlemlerle sağlık sisteminde güven sarsıntısına yol açan bu olayın dikkate değer olduğunu belirtiyor.
Olayın açığa çıkmasının ardından üniversite yönetimi ve konuyla ilgili yetkili birimler, derinlemesine bir soruşturma başlatmış durumda. Yetkililer, yalnızca bu dört akademisyenin değil, benzer türde usulsüzlük yapan kişilerin de tespit edilmesi gerektiğini vurguluyor. Türkiye genelinde tıbbi etik ve mesleki hassasiyetlerin yeterince gözetilmesi gerektiğini ifade eden sağlık uzmanları, bu tür ihlallerin cezasız kalmasının, gelecekte benzer olayların önünü açabileceğine dikkat çekiyor. Bu rahatsız edici iddialar, kamuoyunda akademisyenlerin etik ve mesleki sorumluluklarının yeniden tartışılmasına neden olmuş durumda.
Kanser gibi hayati bir konuda hastaların tedavi hakkını ihlal eden her türlü uygulamanın insan sağlığı açısından telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabileceği belirtiliyor. Konuyla ilgili gelişmelerin yakından takip edileceği ve soruşturma kapsamında ciddi yaptırımların gelebileceği aktarılıyor. Kamu vicdanı ise, bu dört akademisyenin yalnızca üniversiteden ihraç edilmesiyle yetinilmeyip, adalet önünde hesap vermesi gerektiği yönünde bir beklenti içerisinde. Türkiye genelinde sağlık alanında etik standartların artırılması ve bu tür skandalların önüne geçilmesi amacıyla daha etkili düzenlemelerin yapılması gerektiği ifade ediliyor.