Hatay’da yaşayan 23 yaşındaki bir genç, üç yıldır evden çıkmadan sadece telefon ve bilgisayar ekranlarının başında zaman geçiriyordu. Günlük yaşamın sıradan bir rutini hâline gelen bu sanal dünya bağımlılığı, onun hem fiziksel hem de psikolojik sağlığını ciddi anlamda etkiledi. Çevresiyle tüm iletişimini kesmesi, hayatının her yönünü derinden değiştirdi. Onun bu durumu, bugünün en büyük sorunlarından biri olan dijital bağımlılığın tehlikeli boyutlarına dikkat çekiyor. Genç adamın hikayesini, yakın bir arkadaşı olan Barış, ilk kez dile getirdi.
Üç yıl boyunca evinden neredeyse hiç çıkmayan genç, bu süreçte tırnaklarını kesmemek, dış görünüşüyle ilgilenmemek gibi uzaktan fark edilmese de önemli olan davranış değişiklikleri sergiledi. Uzayan tırnaklar, dağınık bir görüntü ve tamamen içe kapanık bir yaşam tarzı, bu bağımlılığın gözle görülür sonuçlarından sadece birkaçını ifade ediyor. Ancak sorun sadece dış görünüşle sınırlı kalmadı; yaşam motivasyonu azaldı, sosyal çevresini kaybetti ve fiziksel sağlığı da ciddi derecede zarar gördü. Akranlarının üniversiteye devam ettiği, kariyer planları yaptığı veya sosyal olarak aktif olduğu bu dönemde, genç adam kendisini tamamen teknolojik cihazların esiri olarak buldu.
Genç adamın bu durumuna yakından tanıklık eden arkadaşı Barış, onunle ilgili şu ifadeleri kullandı: “Eskiden çok sosyal bir insandı. Arkadaşlarıyla dışarıda vakit geçirmekten keyif alırdı. Ancak bir noktadan sonra telefon ve bilgisayar onun hayatının merkezi hâline geldi. Onun bu değişimini izlemek gerçekten zordu. Şimdi işler biraz daha iyiye gidiyor ve kendisini toparlamasını umut ediyorum.” Bu açıklama, dijital detoksun ve bireyin çevresi tarafından desteklenmesinin ne denli önemli olduğunu bir kez daha vurguluyor.
Sanal dünyaya bağımlılık sorunu, yalnızca gençler arasında değil tüm yaş gruplarında ciddi bir problem hâline geliyor. Uzmanlar, bu tür bağımlılıkların yalnızca bireyin fiziksel sağlığına değil, bilişsel ve sosyal yetilerine de büyük zararlar verdiğini söylüyor. Telefon ve bilgisayar gibi cihazlarla geçirilen uzun sürelerin bireyin özgüvenini ve sosyal etkileşim becerilerini nasıl olumsuz etkilediği üzerine yapılmış araştırmalar da bu durumun tehlikesini gözler önüne seriyor. Teknolojiyle dengeli bir ilişki kurmanın ve özellikle sosyal bağların korunmasının bu gibi sorunların önüne geçebileceği uzmanlar tarafından önemle vurgulanıyor.