ABD’deki bir protesto, dünya çapında tanınan Star Wars müziğinin beklenmedik bir şekilde kullanılmasıyla dikkatleri üzerine çekti. Aktivist Sam O’Hara, ülkenin farklı noktalarında tartışmalara neden olan Ulusal Muhafızların varlığını ve faaliyetlerini eleştirmek için yaratıcı bir yöntem tercih etti. Ünlü bilim kurgu serisi *Star Wars*’ın karanlık güçleri simgeleyen tema müziğini kullanarak gerçekleştirdiği protesto, kısa sürede viral hale gelirken, aynı zamanda O’Hara’nın yasal bir süreçle karşılaşmasına neden oldu.
Sam O’Hara, bir grup destekçisiyle birlikte düzenlediği bu sıra dışı protestoda, Ulusal Muhafız askerlerini serideki “karanlık taraf” olarak göstermeye çalıştı. Eylem sırasında çalan ve birçok kişi tarafından Darth Vader ile ilişkilendirilen ikonik tema müziği, gerek alandaki insanlar gerekse sosyal medyada geniş yankı buldu. Ancak bu protesto, dikkat çektiği kadar tartışmaya da yol açtı. Güvenlik güçlerini hedef alan bu sembolik mesaj, bazı kesimlerce “aşırı” ve “saygısızlık” olarak değerlendirilirken, diğerleri tarafından “ifade özgürlüğünün yaratıcı bir örneği” olarak desteklendi.
Protestonun ardından Sam O’Hara, kamu düzenini bozduğu gerekçesiyle kısa süreliğine gözaltına alındı. Ancak olay burada bitmedi. Gözaltı sonrası serbest bırakılan O’Hara, Ulusal Muhafızların uygulamalarını eleştirmeyi sürdürdü ve kendi özgürlük haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek hukuki yollara başvurdu. ABD’de sıklıkla tartışılan ifade özgürlüğü sınırları, bu olayla birlikte bir kez daha gündeme geldi. O’Hara’nın avukatı, müvekkilinin tamamen barışçıl ve yaratıcı bir protesto gerçekleştirdiğini belirterek, “Müvekkilimin yalnızca sanat ve kültür üzerinden eleştiride bulunduğunu savunuyoruz. Bu, demokrasi adına önemli bir sınavdır,” açıklamasında bulundu.
Protestonun yankıları hukuk sisteminin ötesinde kültürel alanlarda da hissedilir oldu. Star Wars hayran grupları, olayla ilgili çeşitli platformlarda tartışmalara dahil olurken, kimileri protestonun serinin ruhuna uygun olduğunu, kimileri ise bu tür bir sembolizmin yanlış kullanıldığını dile getirdi. Yaşanan bu olay, yalnızca bir protesto olmaktan çıkarak ifade özgürlüğü, semboller ve devletin güvenlik politikalarının tartışıldığı geniş çaplı bir meseleye dönüştü. Hukuki sürecin nasıl sonuçlanacağı ise merakla bekleniyor.
