Dünya Bankası, Suriye’nin yıllardır süren iç savaşın ardından yeniden inşasının maliyetine ilişkin dikkat çekici bir rapor yayımladı. Yapılan tahminlere göre, ülkedeki altyapı ve ekonomik sistemin toparlanabilmesi için yaklaşık 216 milyar dolarlık bir bütçe gerekiyor. Suriye’nin savaş sonrası yaralarının sarılması adına yapılacak bu yeniden yapılandırma süreci, küresel finansal iş birliği ve uzun soluklu planlamalar gerektiriyor.
Savaşın son derece yıkıcı etkileri, yalnızca fiziksel altyapıyı değil, aynı zamanda sosyal ve ekonomik yapıları da derinden sarstı. Dünya Bankası’nın analizine göre, çatışmalar nedeniyle harap olan yol, enerji hatları, su kaynakları ve diğer kritik alt yapı unsurlarının modernize edilmesi, savaşın etkilerinin silinmesi adına en büyük önceliklerden biri olarak öne çıkıyor. Ayrıca, ülkedeki tarım alanlarının yeniden işler hale getirilmesi, sağlık ve eğitim sistemlerinin toparlanması gibi konular da milyarlarca dolarlık finansal kaynak gerektiriyor.
Kapsamlı bir kalkınma planı oluşturulmadan bu denli yüksek bir maliyeti karşılamak mümkün görünmüyor. Gerek uluslararası yardım kuruluşlarından gerekse bölgesel aktörlerden ekonomik destek sağlanmazsa, bu sürecin on yıllara yayılabileceği belirtiliyor. Dünya Bankası, bu tür yatırımların yalnızca Suriye için değil, bölgedeki genel istikrar için de kritik bir öneme sahip olduğunu vurguluyor. Yıllardır süren çatışma ve krizlerin sonucu olarak yaklaşık 12 milyon insanın yerinden edildiğini göz önünde bulunduran uzmanlar, yeniden inşa sürecinin yalnızca fiziksel yapılarla sınırlı tutulmadan, toplumsal uyum ve ekonomik sürdürülebilirlik konularını da kapsaması gerektiğine dikkat çekiyor.
Suriye’nin yeniden yapılandırılmasının maddi boyutları kadar insani yönü de çözülmesi gereken ciddi bir mesele olarak ortada duruyor. Dış göç sürecinde pek çok Suriyelinin başka ülkelere yerleştiği bilinirken, geri dönüş süreçlerinin sorun yaşamadan ilerlemesi için güvenli bir ortam sağlanması şart. Dünya Bankası, uluslararası toplumun daha fazla sorumluluk alması gerektiğini belirterek, bu denli büyük bir yeniden inşa planının tek başına bir ülke tarafından karşılanamayacağını ifade etti. Kapsayıcı, sürdürülebilir ve barış odaklı politikaların devreye alınması için uzun vadeli iş birliği projelerinin hayata geçirilmesi gerektiği vurgulanıyor.
