Antalya’nın gözde noktalarından biri olan tarihi Kaleiçi Yat Limanı’ndaki 65 yıllık mendirekteki çatlaklar bölge halkını ve ziyaretçileri endişelendiriyor. Doğal faktörlerin yıpratıcı etkisiyle her geçen gün büyüyen çatlaklar, mendireğin yapısal bütünlüğünü tehdit ediyor. Devrilen taşlarla birlikte olası bir fırtınada mendireğin tamamen yıkılabileceği uyarısı, uzmanlar tarafından sık sık dile getiriliyor. Bölge sakinleri, artan riskin bir an önce yetkililer tarafından ele alınmasını talep ediyor. Kentin tarihi ve turistik açıdan sembolik öneme sahip olan bu alanı korumak için acil müdahale gerektiği belirtiliyor.
Uzmanlar, mendireğin mevcut durumuyla hem bölgedeki teknelere hem de çevredeki altyapıya büyük zarar verebileceğini ifade ediyor. Bölgedeki en küçük hava muhalefetinde bile etkisi hissedilen çatlakların, bakım yapılmaması halinde daha büyük sorunlara yol açacağı uyarısı yapılıyor. Mendireğin dayanıklılığını daha fazla kaybetmeden müdahale edilmesi gerektiğini vurgulayan uzmanlar, burada yapılacak çalışmaların hem tarihi dokuyu koruyacağını hem de can ve mal kaybını önleyeceğini düşünüyor.
Bunun yanı sıra, bölgede yaşayan halk ve liman esnafı da durumun ciddiyetine dikkat çekiyor. Limanın manevi ve ekonomik olarak bölge için taşıdığı değeri işaret eden esnaf, çatlakların büyümesinin yalnızca bir mimari sorun olmadığını, aynı zamanda limanın işlevselliğini de olumsuz etkilediğini belirtiyor. Su seviyesindeki yükselmelerin ve fırtınaların mendireği daha da zayıflattığını aktaran denizciler, yetkililerin bu önemli konuya daha hızlı bir çözüm bulması gerektiğini dile getiriyor. Geçmişten bugüne uzanan tarihiyle Kaleiçi Yat Limanı ve mendireğin, bölgenin simgesi olarak önemini korumaya devam etmesi için hem yerel yönetimlerin hem de ilgili kurumların ortak bir çalışma başlatması bekleniyor.
Denizin ve doğanın sürekli olarak zorladığı mendirek, şehrin önemli bir simgesi olmasının yanı sıra, turistik ve ekonomik anlamda da büyük bir öneme sahip. Yetkililerin önlem almalarının gecikmesi durumunda meydana gelecek zararın etkilerinin çok daha büyük olacağına dikkat çekiliyor. Yapısal müdahalelerin yanı sıra, bu tür tarihi alanların düzenli şekilde bakım ve onarıma tabi tutulmasının önemi de bir kez daha gündeme gelmiş oluyor. Şiddetli bir fırtına veya doğal afet gibi beklenmedik bir durumda ortaya çıkabilecek yıkım senaryoları ise herkesi endişelendiriyor.
Antalya’nın tarihi mirasını korumanın, şehrin geleceğine yapılacak en büyük yatırımlardan biri olduğunu belirten uzmanlar, bu tarz yapıların sadece korunmasının değil aynı zamanda doğal koşullara dayanıklılığının artırılmasının da kritik olduğunu ifade ediyor. Bölge halkı, turistler ve esnaf ise bu konudaki duyarlılığın artmasını, gerekli önlemlerin hızlıca hayata geçirilmesini bekliyor.