Turizmde Yatırım ve Hukuk İyileştirilmeden Sektör Gelişemez

Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TTYD) Başkanı Oya Narin, turizm sektörünün geleceğine dair önemli açıklamalarda bulundu. ‘Liderlerin Yol Haritaları’ serisi kapsamında düzenlenen ‘Asansör Konuşmaları’ etkinliğinde, EKONOMİ Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Handan Sema Ceylan’ın sorularını yanıtlayan Narin, sektördeki mevcut durum ve üzerine düşülen fırsatlar hakkında değerlendirmelerde bulundu. Narin’e göre, turizmde sürdürülebilir bir büyüme sağlanması ve uluslararası rekabet gücünü artırabilmek için Türkiye’nin yatırım ortamı ile hukuksal altyapısını süratle iyileştirmesi gerekiyor.

Narin, özellikle yatırımcıları ilgilendiren konuların başında hukuki belirsizliklerin geldiğini vurguladı. Hukuki altyapının yetersizliği, sektörel büyüme üzerinde olumsuz bir etki yaratıyor ve yatırımcıları çekimser hale getiriyor. Ayrıca, mevcut yatırım ortamında yapılacak düzenlemelerle birlikte yerli ve yabancı yatırımcılara güven vermenin mümkün olduğunu ifade eden Narin, turizmin Türkiye ekonomisi içerisindeki büyük potansiyeli başarı ile değerlendirilirse ülkenin uluslararası alandaki konumunun daha da güçleneceğini belirtti. Bu noktada, kamu ve özel sektör iş birliğinin kritik bir öneme sahip olduğuna dikkat çekildi. Turizm sektöründe sürdürülebilirliği sağlamak ve riskleri minimuma indirmek adına, stratejik planlamanın kaçınılmaz olduğunu ifade etti. Ayrıca, doğru teşvik modellerinin uygulanması ve yenilikçi projelerin desteklenmesinin uzun vadeli başarının anahtarı olduğunu söyledi.

TTYD Başkanı, öne çıkan diğer bir önemli konuya daha dikkat çekti: nitelikli iş gücü ve eğitim. Türkiye’nin, turizmde küresel çapta söz sahibi bir ülke konumuna gelmesi için sektör çalışanlarının eğitimi ve yetkinliklerinin artırılması gerektiğini söyleyen Narin’e göre, kaliteli hizmet sunumu, uluslararası misafirlerin beklentileri üzerinde büyük bir etkiye sahip. Bununla birlikte, bölgesel kalkınmayı destekleyen projeler ve alternatif turizm alanlarının geliştirilmesi gerektiği düşüncesini de dile getirdi. Ekolojik dengelere duyarlı bir kalkınma modeli benimsemenin turizmin sürdürülebilirliği açısından önemini vurgulayan Narin, hem çevre dostu politikaların hem de yasal düzenlemelerin hızla hayata geçirilmesi gerektiği görüşünde.

Özetle, Oya Narin’in açıklamaları turizm sektörünün sadece ekonomik bir büyüme alanı olarak değil, aynı zamanda stratejik bir kalkınma mekanizması olarak görülmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Türkiye’nin bu sektörde daha güçlü bir yapı oluşturabilmesi için hem yatırım koşullarını hem de hukuki zemini iyileştirmesi şart. Her iki alanda atılacak adımların, kısa vadede sektör oyuncularına güven vereceği, uzun vadede ise ülke ekonomisine ciddi bir ivme kazandıracağı belirtiliyor. Etkin bir kamu-özel sektör iş birliği, eğitim ve çevre duyarlılığının eş zamanlı olarak ele alınmasıyla, Türkiye’nin turizmde gerçek potansiyelini yakalayabileceğine inanılıyor.

Exit mobile version