Türkiye’nin gelir vergisi rekortmenleri listesinde son beş yılda dikkat çeken bir değişim yaşandı. Kadın iş insanlarının ekonomik arenadaki başarıları, vergi rekortmenleri sıralamasına da güçlü bir şekilde yansıdı. 2020-2024 yılları arasında yayımlanan listelerde, kadın mükellefler toplamda 11 kez yer alma başarısı gösterdi. Bu dönemde öne çıkan isimler arasında Arçelik’in kurucusu Vehbi Koç’un torunu İpek Kıraç, Sütaş’ın kurucusu Enver Kanatlı’nın kızı Gülden Kanatlı Derbil ve ENKA’nın kurucusu Şarık Tara’nın torunu Ceyda Lale Tara bulunuyor. İpek Kıraç, bu dönemde üç kez rekortmenler arasında yer alırken, Gülden Kanatlı Derbil ve Ceyda Lale Tara ikişer kez listeye girerek kadın gücünün simgeleri oldular.
Vergi rekortmenleri arasındaki bu tablo, Türkiye’nin iş ve ekonomi dünyasında cinsiyet eşitliği adına olumlu bir ivme yaşandığını gösteriyor. Geleneksel olarak erkek egemen bir yapının hakim olduğu bu alanda, kadınların liderlik göstermesi önemli bir gündem maddesi haline geldi. Sosyo-ekonomik dengenin güçlenmesi ve genç nesillere örnek teşkil eden bu kadın liderler, güçlü aile şirketlerinde aldıkları görevlerle de iş dünyasının sürdürülebilir büyümesine katkı sağlıyor. Özellikle İpek Kıraç’ın biyoteknoloji ve sağlık alanındaki vizyoner yatırımları, yalnızca Türkiye’de değil, uluslararası arenada da ses getirdi. Gülden Kanatlı Derbil ise tarım ve gıda sektöründe öncü çalışmalarıyla, sürdürülebilir üretim ve yenilikçi yaklaşımlarıyla farkını ortaya koyuyor. Ceyda Lale Tara ise enerji ve inşaat sektörlerinde gösterdiği başarılarla dikkati çekti.
Kadın mükelleflerin bu yükselişi, sadece bireysel başarı öykülerinin ötesinde toplumsal bir değişimin de işareti olarak yorumlanıyor. Uzmanlar, kadınların iş dünyasına katılım oranındaki artışın ekonomik büyümeye önemli katkılar sunduğunu belirtiyor. Ayrıca bu durum, kadın girişimciler için yeni fırsatlar yaratırken, toplumun genelinde de cinsiyet bazlı eşitlik algısını güçlendiriyor. Özellikle yüksek vergiler ödeyen kadınlar, hem başarıları hem de katkıları ile ekonomiye sürdürülebilir bir değer katıyor. Gelir dağılımındaki adaleti sağlayıcı bir unsur olarak vergi ödeme alışkanlıkları, toplumların ekonomik istikrarına doğrudan hizmet ediyor.
Sonuç olarak, Türkiye’nin vergi rekortmenleri sıralamasında kadınların giderek daha fazla yer alması, ekonomik yapıdaki dönüşümü gözler önüne seriyor. Bu isimler sadece kendi sektörlerinde değil, aynı zamanda toplumun her kesiminde olumlu bir etki yaratıyor. Kadınların ekonomik başarılara öncülük ettiği bu süreç, gelecekte daha da farklı isimlerin bu listelerde yer alacağına işaret ediyor. Türkiye’nin iş ve ekonomi dünyasında kadınların gücü giderek daha fazla hissediliyor.






























