Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’in Türkiye’ye yönelik açıklamaları uluslararası kamuoyunda yankı uyandırmaya devam ediyor. Miçotakis, ülkesinin Avrupa Güvenlik Eylemi Programı (SAFE) çerçevesinde Türkiye’nin yer almasına karşı olduğunu belirterek, bu konuda oldukça sert ifadeler kullandı. Avrupa ile savunma işbirliğini artırma çabaları içinde olan Ankara, Yunanistan’ın bu tutumuna ilişkin henüz resmi bir yorum yapmazken, Miçotakis’in açıklamaları iki ülke arasındaki siyasi gerilimi yeniden gündeme getirdi.
Miçotakis, geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen bir basın toplantısında yaptığı konuşmada, “Türkiye, Avrupa’nın güvenlik politikalarının bir parçası olamaz. SAFE gibi bir projeye dâhil edilmesi, hem Avrupa değerlerine hem de bölgesel güvenlik anlayışına zarar verecek nitelikte.” ifadelerine yer verdi. Bu açıklama, Yunanistan’ın Türkiye’yi Avrupa savunma politikalarından dışlama girişimlerinin açık bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Türkiye’nin NATO üyesi olmasına ve Avrupa’nın savunmasında kritik bir role sahip olmasına rağmen, Miçotakis’in açıklamaları Atina’nın Ankara’ya karşı hassasiyetini bir kez daha gözler önüne serdi.
Avrupa Güvenlik Eylemi Programı (SAFE), Avrupa Birliği bünyesinde savunma ve güvenlik işbirliğini güçlendirmeyi amaçlıyor. Türkiye’nin uzun yıllardır bölgesel ve küresel savunma sistemlerindeki öncü rolü, ülkenin bu tür projelere katılımını gerekli kılarken, Atina’nın bu tavrı, hem siyasi hem de askeri çevrelerde tartışmalara neden oldu. Bazı uzmanlar, Yunanistan’ın bu tutumunun sadece Türkiye’yi hedef almakla kalmayıp, Avrupa Birliği’nin birleştirici değerlerine ters düştüğünü düşünüyor. Özellikle Doğu Akdeniz’de artan gerilimler, bu meseleye stratejik bir boyut kazandırırken, Türkiye’nin bu programdan dışlanması durumunda oluşabilecek olası riskler de sıklıkla gündeme getiriliyor.
Miçotakis’in sert ifadelerine karşın Türkiye tarafı, savunma politikaları ve uluslararası işbirliği konusundaki kararlılığını sürdürüyor. Ankara, Avrupa Birliği ile işbirliklerini güçlendirme ve uluslararası güvenlik politikalarına aktif olarak katılım sağlama konusundaki adımlarına ara vermiyor. Üstelik, Türk savunma sanayisinin son dönemde yakaladığı ivme ve yüksek teknolojili projeleri, ülkenin bu alanda uluslararası bir aktör haline gelmesini sağladı. SAFE programına katılımın bölgesel güvenliğe büyük katkılar sağlayacağını düşünen Türkiye, bu yöndeki girişimlerini sürdürmeye kararlı.
Yunanistan ile Türkiye arasında uzun yıllardır süregelen gerilim, sadece savunma projeleriyle sınırlı olmayıp, Ege Denizi’ndeki kıta sahanlığı anlaşmazlıkları, hava sahası ihlalleri ve göçmen politikaları gibi birçok farklı alanı da kapsıyor. SAFE programı gibi projelerde yaşanan anlaşmazlıklar, iki ülke arasındaki bu gündem maddelerine bir yenisini eklemiş oluyor. Bölgesel barış ve istikrarın sağlanabilmesi için Avrupa’nın daha dengeli bir tutum sergilemesi gerektiği yorumları ise her geçen gün artış gösteriyor.
Uluslararası ilişkiler uzmanları, Yunanistan’ın bu yaklaşımının yalnızca Türkiye ile ilişkileri daha da zorlaştırmayacağını, aynı zamanda Avrupa ile Orta Doğu arasında kurulması planlanan güvenlik köprüsünü de olumsuz etkileyebileceğini savunuyor. Türkiye’nin SAFE programından dışlanması halinde, Avrupa’nın güvenlik politikalarında önemli bir eksiklik olacağı ve bunun da özellikle NATO çerçevesinde işbirliğine zarar vereceği öngörülüyor. Ankara’nın, işbirliği ve diyaloğa açık bir politika izlediği belirtilirken, Yunanistan’ın bu sert tutumunun uluslararası dengelere etkisinin ne olacağı büyük bir merak konusu olmaya devam ediyor.