Avrupa Birliği (AB), 16 yaşın altındaki bireylerin sosyal medya kullanımlarını sınırlamaya yönelik yeni bir düzenleme üzerinde çalışıyor. TikTok, Instagram ve benzeri platformların genç kullanıcılar üzerinde oluşturabileceği olumsuz etkileri azaltmayı hedefleyen bu düzenleme, özellikle çocukların dijital güvenliğini ön planda tutuyor. AB yetkilileri, genç kullanıcıların bu tür platformlarda karşılaşabileceği zararlı içeriklere, siber zorbalığa ve mahremiyet ihlallerine karşı hassasiyetle yaklaşarak uluslararası bir farkındalık oluşturmayı amaçlıyor. Bu görüş, henüz bağlayıcı bir karar niteliği taşımıyor olsa da, üye ülkeler üzerinde baskı oluşturarak gençlerin dijital ortamda korunmasına yönelik daha katı kurallar getirmeyi hedefliyor.
Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi’nin üzerinde çalıştığı bu öneri, sadece bir çağrı niteliği taşımakla kalmayıp, büyük teknoloji şirketlerini de harekete geçmeye zorluyor. Platformların, özellikle 16 yaş altı kullanıcıları tanımlayıp, onlara yönelik içerik ve reklamların gösterilmesini daha hassas şekilde düzenlemeleri gerektiği belirtiliyor. Ayrıca, gençlerin ekran karşısında geçirdiği süreyi azaltacak araçların ve içerik filtreleme sistemlerinin güçlendirilmesi talep ediliyor. Projenin bir diğer hedefi ise teknoloji şirketlerinin, kullanıcı gizliliği ve verilerin korunması gibi konularda daha şeffaf bir politika izlemesini sağlamak.
AB’nin bu girişimi, sosyal medya platformlarının sağladığı avantajları tamamen ortadan kaldırmayı değil, bu platformları daha güvenli hale getirmeyi amaçlıyor. Uzmanlar, dijital çağın gençler üzerinde yarattığı psikolojik baskının, dikkat sorunlarının ve sosyal izolasyonun giderek büyüyen bir sorun olduğunun altını çiziyor. Platformların belirttiği algoritmalar, genellikle genç kullanıcıları daha fazla ekran başında kalmaya teşvik ederken, aynı zamanda zararlı içeriklere maruz kalma risklerini de artırıyor. Bu bağlamda, AB’nin yönlendirmesiyle üye ülkelerde bu alanda somut adımlar atılması bekleniyor. Ancak, düzenlemeye yönelik eleştiriler de eksik değil. Bazı uzmanlar, bu tür genel kısıtlayıcı yaklaşımların, gençlerin özgürlük alanlarını daraltabileceğini ve internet erişimi konusunda fırsat eşitsizliklerine yol açabileceğini ifade ediyor.
Avrupa Birliği’nin sosyal medya kullanımını düzenlemeye yönelik attığı bu adım, platformların iç dinamiklerini değiştirebilecek stratejik bir hamle olarak değerlendiriliyor. Özellikle gençlerin teknolojiyle daha sağlıklı bir ilişki kurmasını sağlamayı amaçlayan bu öneri, dijital dünyada güvenlik ve etik konularını tartışmaya açarak geniş çapta yankı uyandırmayı sürdürüyor.



























