Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, çevre mevzuatında önemli bir değişikliğe giderek deniz kirliliğiyle ilgili uygulamalarda yeni bir dönemin kapılarını araladı. Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği’ne yapılan güncelleme, denizlere kontrollü bir şekilde moloz dökümünü mümkün hale getiren bir yöntem sunuyor. Yönetmeliğin “Denizlerle İlgili Kirletme Yasakları” başlıklı maddesine eklenen yeni bir cümle, molozların boru sistemleri aracılığıyla deniz altına taşınarak kontrollü şekilde bertaraf edilebilmesini öngörüyor. Bu düzenleme, çevresel koruma standartlarını sağlarken aynı zamanda afet sonrasında oluşan büyük miktardaki inşaat ve yıkıntı atıklarının daha etkili şekilde yönetilmesi için tasarlanmış durumda.
Geçtiğimiz yıllarda, özellikle büyük afetlerin ardından ortaya çıkan yıkıntı atıklarının çevreye etkisi, ciddi tartışmalara yol açmıştı. Mevcut uygulamalarda molozlar ya kara depolama alanlarında birikiyor ya da yetkisiz döküm alanlarına bırakılarak çevresel sorunlara neden oluyordu. Yeni düzenleme, bu olumsuzlukları gidermeyi hedefliyor. Boru sistemleri aracılığıyla denizin altına taşınacak olan molozların, belirlenen derinlik ve alanlara bırakılması sağlanacak. Bakanlık, bu yöntemle ekosisteme zarar vermeyecek şekilde moloz yönetimi yapılabileceğini ve bu işlemin yalnızca izinli projelerde kullanılacağını açıkladı. Böylece, hem atık yönetimi hem de denizlerin korunması arasında hassas bir denge kurulması planlanıyor.
Uzmanlar, bu tür düzenlemelerin pratiğe dökülmesi için kapsamlı çevresel etki değerlendirmesi süreçlerinin önemine dikkat çekiyor. Ayrıca, boru döşeme sistemlerinin uygulama maliyetleri ve teknik altyapının gelişimi de tartışılması gereken başlıklar arasında yer alıyor. Çevreciler ise düzenlemenin detaylarının daha şeffaf bir şekilde açıklanması gerektiğini belirterek, deniz ekosistemlerini korumaya yönelik denetim mekanizmalarının daha sıkı bir şekilde uygulanmasının elzem olduğunu vurguluyor.
Sonuç olarak, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın hazırladığı bu düzenleme, molozların yönetiminde yenilikçi bir adım olarak dikkat çekiyor. Hem çevre kirliliğini en aza indirme hem de denizleri koruyarak atık yönetimi sağlama amacıyla geliştirilen bu yeni yöntem, doğru uygulandığı takdirde çevresel ve sosyal faydalar sunabilir. Ancak düzenlemenin uzun vadeli etkileri ve pratikteki başarı oranı, önümüzdeki süreçte daha net bir şekilde ortaya çıkacaktır.





























