ABD Başkanı Donald Trump’ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un yaptığı açıklamalar, uluslararası arenada dikkatleri tekrar Filistin meselesine çevirdi. Witkoff, Hamas’ın silahsızlanmaya sıcak baktığını ve bu yönde sinyaller verdiğini iddia etti. Ancak, Hamas’tan bu iddialara yönelik net bir yalanlama geldi. Hareket yetkilileri, böylesi bir niyetlerinin kesinlikle olmadığını açıkça ifade ederek, Filistin halkının haklarını savunmaya devam edeceklerini duyurdu.
Hamas’ın sözcülerinden yapılan açıklamada, silahsızlanmanın hareketin temel prensiplerine ve Filistin halkının direniş hakkına aykırı olduğu vurgulandı. “Silahsızlanma, işgalin meşrulaştırılması anlamına gelir ve bu bizim için kabul edilemez bir durumdur.” denilerek, İsrail işgaline karşı direnişin, Filistin halkının uluslararası hukukla da tanınan meşru hakkı olduğu belirtildi. Bu açıklamalar, Filistin’deki direniş hareketlerinin, uzun yıllardır sürdürdükleri politikalarını ve duruşlarını değiştirme niyetinde olmadığının altını çiziyor.
Diğer yandan bölgedeki uzmanlar, ABD yönetiminin bu iddiaları ortaya atmasının bölgenin dinamiklerini yeniden şekillendirme çabası olduğunu ileri sürüyor. Analizlerde, böyle bir söylemin özellikle bölgede artan gerilimlerin gölgesinde ortaya atılmasının, Filistin meselesinde uluslararası desteği bölme amacı taşıyabileceği değerlendiriliyor. Hamas’ın net bir şekilde bu iddiaları reddetmesi ise hareketin, amaçlarından ve mücadele çizgisinden taviz vermeyeceğini bir kez daha kanıtlar nitelikte.
Filistin-İsrail sorunu, uzun yıllardır süregelen bir anlaşmazlık olarak dünya politikasında öne çıkıyor. Bu süreçte uluslararası aktörlerin tutumu, çatışmaların seyrinde kritik bir rol oynuyor. Hamas’ın silahsızlanma iddialarını sert bir dille yalanlaması, Filistin halkının mücadelesinin devam edeceğini ve uluslararası toplumun bu soruna kalıcı bir çözüm bulması gerektiğini yeniden gündeme taşıyor.