Uzmanların yaptığı son araştırmalar, hava kirliliğinin yalnızca çevreye değil, insan sağlığına olan zararlarını da gözler önüne seriyor. Türkiye’nin hava kirliliğiyle ilgili verileri, endişe verici bir tabloyu ortaya koyuyor. Özellikle yoğun kentleşme ve sanayileşmenin etkisiyle artan hava kirliliği, yıllardır bilinen solunum ve kalp hastalıklarına yol açmanın ötesinde, beyin sağlığını da ciddi şekilde tehdit ediyor. Araştırmalar, kirli havaya uzun süre maruz kalmanın yalnızca KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı), inme ve akciğer kanseri riskini artırmakla kalmadığını, aynı zamanda bunama (demans) olasılığını da artırdığını ortaya koyuyor. Bu durum, halk sağlığı açısından alınacak önlemlerin yalnızca fiziksel hastalıklarla sınırlı kalmaması gerektiğini ve ruhsal sağlığı da göz önünde bulundurmamız gerektiğini vurguluyor.
Dünya genelinde birçok bilimsel çalışma, hava kirliliğine maruz kalmanın, beynin yapısında ve işlevinde bozulmalara yol açtığını gösteriyor. Özellikle ince partikül maddeler (PM2.5 gibi) beyni doğrudan etkileyerek inflamasyon (iltihaplanma) ve oksidatif stres gibi süreçleri tetikleyebiliyor. Bu da hafıza kaybı, dikkat eksikliği ve hatta Alzheimer gibi nörodejeneratif hastalıkların başlangıcına zemin hazırlayabiliyor. Türkiye’de büyük şehirlerdeki hava kirliliği seviyeleri halen dünya standartlarının üzerinde seyrediyor ve bu da milyonlarca insanın risk altında olduğu anlamına geliyor. Çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalıkları bulunan bireyler, hava kirliliğinin olumsuz etkilerinden en çok etkilenen gruplar arasında yer alıyor.
Uzmanlar, hava kirliliğine karşı hem bireysel hem de toplumsal önlemlerin artırılması gerektiğini vurguluyor. Bireyler, mümkün olduğu kadar temiz hava alanlarında zaman geçirerek, hava kalitesini izleyen uygulamaları kullanarak ve maske gibi kişisel koruyucu ekipmanlardan faydalanarak kendilerini güvende tutabilirler. Ancak asıl sorumluluk, hükümetler ve yerel yönetimlere düşüyor. Daha sıkı çevre koruma yasaları, yenilenebilir enerji kaynaklarının teşviki ve ulaşımda daha çevre dostu alternatiflere yatırım yapmak, bu sorunla mücadelede kilit rol oynuyor. Hava kirliliği yalnızca bir çevre sorunu değil; insan sağlığını doğrudan etkileyen ciddi bir kriz olarak ele alınmalı.