İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İmamoğlu İnşaat’a yönelik çıkar amaçlı suç örgütü iddiasıyla kapsamlı bir soruşturma başlattı. Hazırlanan iddianamede, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan bazı kişilerin yaptığı açıklamalar dikkat çekti. İddialara göre şirketin resim galerisi, yalnızca sanatsal faaliyetlerle değil, aynı zamanda iş insanlarının resim ve heykel alımı yapmaya yönlendirildiği bir mekan olarak kullanılıyordu. Bu durum, sanat eserleri üzerinden ticari faaliyetlerin yasa dışı yollarla yürütüldüğü iddialarını gündeme getirdi.
Soruşturmada ifadeleri yer alan kişiler, söz konusu sanat eserlerinin bazı iş insanlarına zorla satıldığını ya da bu satışların bir tür baskı unsuru olarak kullanıldığını belirtti. İddialara göre, galeriye davet edilen kişiler, İmamoğlu İnşaat ile iş ilişkilerini sürdürmek ya da yeni anlaşmalar yapabilmek adına resim ve heykel satın almak zorunda bırakılıyordu. Duyurulan bu ifadeler, sanat ve ticaret dünyasının kesişim noktasında etik ve yasal tartışmaların da fitilini ateşledi.
İddianame kapsamında suç teşkil ettiği belirtilen bu durumların, yalnızca finansal kazanç sağlamakla sınırlı kalmadığı; aynı zamanda bir tür hükümranlık aracı olarak iş insanları üzerinde baskı kurulduğu belirtiliyor. Soruşturma halen devam ederken, sanat eserleri üzerinden gerçekleştiği öne sürülen bu eylemlerin büyüklüğü ve kapsamı da halkın ilgisini çekiyor. Davanın ilerleyen süreçlerinde hangi detayların ortaya çıkacağı, konuyu yakından takip edenler tarafından merak konusu.
Tüm bu iddialar, sanat galerilerinin güvenilirliği ve şeffaflığı üzerinde de önemli bir soruyu gündeme getiriyor: Sanat eserlerinin mali ve ticari bağlantıları, etik değerleri ne kadar zedeliyor? Bu tür davalar, yalnızca suç unsurlarının değil, aynı zamanda kültürel faaliyetlerin yasal çerçevesinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor.






























