Son dönemlerde merkez bankalarının altına olan ilgisi artarak devam ediyor. Ekim ayında merkez bankalarının toplam altın alımı 53 tona ulaşarak yılın en yüksek aylık talebini oluşturdu. Küresel ekonomik belirsizlikler ve enflasyon endişeleri, ülkelerin güvenli yatırım aracı olarak altına yönelmelerine neden oluyor. Bu süreçte Polonya, 16 tonluk alımıyla dikkatleri üzerine çekerken, Türkiye ise 3 ton altın satın alarak listeye adını yazdırdı.
Polonya, güçlü bir altın rezerv stratejisi izleyerek, ekim ayında yaptığı 16 tonluk alımla lider konumda yer aldı. Polonya’nın bu hamlesi, hem uzun vadeli ekonomik istikrar hedeflerine yöneldiği hem de döviz rezervlerini çeşitlendirmek adına önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Uzmanlar, Polonya Merkez Bankası’nın bu yaklaşımını global ekonomideki risklerden korunma çabası olarak yorumluyor. Ülke, altın rezervlerini sadece bir yatırım aracı olarak değil, aynı zamanda ulusal güvence kaynağı olarak görüyor.
Türkiye ise merkez bankası altın alımları alanında gündemin bir diğer önemli ismi oldu. 3 tonluk alım gerçekleştiren Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), küresel altın piyasasındaki varlığını sürdürüyor. Türkiye’nin bu stratejisi, artan jeopolitik ve ekonomik risklerle başa çıkma, aynı zamanda yerel para biriminin değerini koruma çabası olarak görülüyor. TCMB’nin rezerv politikası, güçlü bir finansal temelin sağlanması açısından dikkat çekerken, uzmanlar, bu tür adımların ülke ekonomisini daha dirençli hale getirdiğini vurguluyor.
Merkez bankalarının altın yatırımları yalnızca Polonya ve Türkiye ile sınırlı değil. Dünya çapında merkez bankaları, uzun vadeli ekonomik belirsizlik ve yüksek enflasyon gibi nedenlerle rezervlerini güçlendirmek için altın alımlarını artırıyor. Altın, tarih boyunca ekonomik ve jeopolitik çalkantılara karşı bir koruma aracı olarak ön planda yer aldı. Bu eğilim, özellikle gelişmekte olan ülkelerin daha fazla ilgi göstermesiyle, önümüzdeki süreçte de devam edecek gibi görünüyor. Küresel ekonomik trendler ve merkez bankalarının stratejik kararları, önümüzdeki dönemde altın piyasasının seyrini yakından etkileyebilir.
