Uluslararası haber ajansı Reuters tarafından gerçekleştirilen son anket, enflasyon beklentilerine ilişkin çarpıcı veriler ortaya koydu. Uzmanlar ve ekonomistlerin farklı perspektiflerde değerlendirdiği ankete göre, 2025 ve 2026 yılları sonunda Türkiye’deki enflasyon oranlarının hükümetin tahminlerini geride bırakacağı öngörülüyor. Bu durum, ülkenin ekonomik politikalarının geleceği ve Merkez Bankası’nın para politikası adımları üzerinde baskı yaratabilecek önemli bir gelişme olarak öne çıkıyor. Uzmanlar, özellikle küresel ekonomik dalgalanmalar ve iç piyasadaki belirsizliklerin bu tahminlerde belirleyici olabileceğini ifade ediyor.
Hükümetin açıkladığı enflasyon hedeflerinin yanı sıra, para politikaları da mercek altına alınmış durumda. Reuters anketinde ekonomistlerin birçoğu, önümüzdeki dönemde Merkez Bankası’nın daha temkinli bir yaklaşım sergileyeceğini ve faiz oranları konusunda daha kontrollü bir gevşeme politikasını tercih edebileceğini belirtti. Bu hafta gerçekleştirilecek olan Merkez Bankası politika toplantısında, gevşeme hızının yavaşlaması yönünde bir kararın alınabileceği öngörülüyor. Ekonomistlerin ortak görüşü, mevcut ekonomik veriler ışığında bu tür bir politikanın para piyasalarını bir nebze dengeleyebileceği yönünde. Ancak sabit geçmeyen döviz piyasaları ve enflasyonu etkileyen küresel faktörler karşısında ekonomik istikrarın sağlanmasının kolay olmayabileceği de vurgulanıyor.
Enflasyonla mücadelede alınacak önlemlerin yalnızca kısa vadeli sonuçlara değil, uzun vadeli ekonomik sürdürülebilirliğe de odaklanması bekleniyor. Uzmanlar, hükümetin iddialı büyüme planlarının enflasyon hedefleriyle uyumsuzluk gösterme riskine dikkat çekerken, artan üretim maliyetleri, ithalata bağımlılık ve döviz kurlarındaki oynaklığın da bu süreç üzerinde önemli etkiler yarattığını belirtiyor. Özellikle küresel ticaretteki yavaşlama ve enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar gibi dış faktörlerin, Türkiye’nin iç ekonomik dengelerine yansımalarının da göz ardı edilmemesi gerektiği dile getiriliyor. Bu gelişmelere bağlı olarak piyasalarda, güçlü ve dengeli bir ekonomi politikasının gerekliliği konusunda artan bir beklenti bulunuyor.
