ABD Başkanı Donald Trump ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, son dönemin en önemli diplomatik etkinliklerinden biri olan Mısır’daki Gazze Barış Zirvesi’nde uluslararası kamuoyunun gündemine oturdu. Zirvenin hemen öncesinde iki lider arasında yaşanan el sıkışma ve ardından ortaya atılan tartışma iddiaları, dünya medyasının dikkatini çekmeye yetti. Özellikle İngiliz basınının öne sürdüğü bu iddialar, iki lider arasındaki gerilimin detaylarına ışık tuttu. Peki, tartışmanın arka planında ne vardı?
Gazze Barış Zirvesi, bölgedeki çatışmanın çözümü konusunda önemli bir platform oluştururken, Trump ve Macron görüşmesinin bu ortamda dikkat çekmesi sürpriz olmadı. Zirvenin başlamasından hemen önce gerçekleşen el sıkışma anı, basın mensupları tarafından kaydedildi. İlk bakışta sıradan bir diplomatik jest gibi görülse de, bu etkili buluşmanın perde arkasına dair spekülasyonlar hızla yayılmaya başladı. İngiliz basınında yer alan haberlere göre, Trump ve Macron arasındaki kısa sohbetin bir anda tartışmaya dönüştüğü iddia edildi. İddiaya göre, liderlerin birbirlerine yönelik ifadeleri gerilimi artırmış olabilir. Ancak, ne Trump ne de Macron bu iddialar hakkında resmi bir açıklama yapmış değil.
Söz konusu zirve, uluslararası arenada büyük bir diplomatik sınav olarak görülüyor. Zirvede liderlerin farklı yaklaşımlar sergilemesi ve bazı stratejik görüş ayrılıklarının ortaya çıkması bekleniyordu. Tartışma iddiaları, Trump ve Macron’un Gazze’deki krizle ilgili hangi noktalarda fikir ayrılığına düştüğü sorusunu beraberinde getirdi. Trump’ın sert ve pragmatik tavrıyla bilinen dış politika anlayışı ile Macron’un daha diplomatik ve uzlaşmacı yaklaşımı uzun süredir dikkat çeken bir kontrast oluşturuyor. Uzmanlar, iki lider arasındaki bu farklılıkların zirve sırasında ve sonrasında da etkili olacağını düşünüyor.
Sonuç olarak, Trump ve Macron arasındaki gerilimin gerçek mi yoksa basının abartısı mı olduğu şimdilik netlik kazanmasa da, bu iddialar dünya kamuoyunda geniş yankı buldu. Gazze Barış Zirvesi, yalnızca bölgedeki sorunların çözümüne yönelik çabalar açısından değil, aynı zamanda küresel liderler arasındaki dinamiklerin nasıl şekilleneceği konusunda da önemli bir dönüm noktası olabilir. Tüm gözler, zirveden çıkacak sonuçlarda ve Trump-Macron ilişkilerinin nasıl bir yön alacağında.
