ABD’nin eski Başkanı Donald Trump, Latin Amerika’yı da etkileyen politik hamleleriyle gündeme gelmeye devam ediyor. Özellikle Honduras’taki yaklaşan başkanlık seçimleri öncesinde yaptığı açıklama, uluslararası kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Trump, seçimlerde muhafazakâr aday Tito Asfura’ya olan açık desteğini duyurmakla kalmadı, aynı zamanda uyuşturucu ticareti suçundan ABD’de tutuklu bulunan eski Honduras Devlet Başkanı Juan Orlando Hernandez’i affetmeyi planladığını da açıkladı. Bu gelişme, hem ülke içindeki hem de uluslararası hukuk çevrelerinde büyük tartışmalara sebep oldu.
ABD’de uyuşturucu ticaretine karşı yürütülen sıkı politikaların aksine, Trump’ın Hernandez’in affına dair çıkışı şaşkınlıkla karşılandı. Hukuki süreçler dikkat çekerken, Hernandez’in ABD mahkemelerince yıllarca süren bir soruşturmanın ardından suçlu bulunduğu biliniyor. Suçlamalar arasında ciddi miktarda uyuşturucu kaçakçılığına liderlik etmek ve kara para aklama suçlamaları yer alıyordu. Trump’ın açıklamaları, özellikle insan hakları örgütleri ve hukuk uzmanları tarafından ‘siyasi bir manevra’ olarak değerlendiriliyor. Bazı analistler, bu hamleyi Trump’ın Latin Amerika’daki nüfuzunu artırmak için attığı stratejik bir adım olarak yorumluyor. Ancak birçok kişi bu affın Amerikan adalet sistemine ciddi zarar verme riski taşıdığı görüşünde.
Trump, açıklaması sırasında Tito Asfura’ya verdiği desteğin altını çizerek, bu destekle Honduras’ta muhafazakâr politikaların güçleneceğine inandığını belirtti. Ancak analistler, Asfura’nın adaylığının bölgedeki demokratik değerler ve yolsuzlukla mücadele açısından eleştirilere yol açabileceğini belirtiyor. Trump’ın Hernandez’in affına ilişkin duyurusu ise Asfura’nın seçim sürecini doğrudan etkileyebilecek bir faktör olarak görülüyor. Çünkü Hernandez, geçmişte birçok suçlamayla karşı karşıya kalmış olsa da, Honduras siyasetinde hâlâ belirgin bir etkiye sahip.
Uyandırdığı tepkilere rağmen, Trump’ın bu hamlesinin nasıl sonuçlanacağı belirsizliğini koruyor. Bazı uzmanlar, söz konusu affın ABD-Merkezli yargı ve uluslararası ilişkilerde uzun vadeli etkiler doğurabileceğini savunuyor. Öte yandan, Trump’ın Latin Amerika’da muhafazakâr politikaları güçlendirme stratejisi çerçevesinde bu tür hamleleri devam ettirebileceği tahmin ediliyor. Gözler şimdi hem Honduras’taki seçim sürecine hem de Trump’ın Hernandez konusundaki vaatlerinin gerçeklik kazanıp kazanmayacağına çevrilmiş durumda.