TÜSİAD’ın duyurduğu Maliyet Bazlı Rekabet Gücü Endeksi’nin ikinci çeyrek sonuçları, Türkiye ekonomisinin ihracat performansıyla ilgili endişe verici gerçekleri bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Endekse göre, Türkiye’nin ihracatta rekabet gücü son 11 yılın en düşük seviyelerine yakın bir noktada seyretmeye devam ediyor. Ancak tüm zorluklara rağmen, ikinci çeyrek rakamlarında sınırlı bir toparlanma görüldü. Bu durum ekonomistlere göre umut verici olsa da, kalıcı bir iyileşme için enflasyon ve artan maliyetler gibi kritik sorunların çözülmesi gerektiği vurgulanıyor.
Türkiye’nin ihracatındaki rekabet gücünü etkileyen en önemli faktörlerden biri olarak enflasyon ön plana çıkıyor. Artan maliyetler hem üreticilerin hem de ihracatçıların maliyet hesaplarını zorlarken, küresel pazarlarda ürünlerin rekabetçiliği de ciddi şekilde azalıyor. TÜSİAD raporu, enflasyon kaynaklı maliyet artışlarının özellikle Türk Lirası’nın değer kaybıyla birleştiğinde, Türk ihracatçısının fiyat avantajını giderek yitirdiğini ortaya koyuyor. Bununla birlikte, enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar ve küresel tedarik zincirinde yaşanan aksaklıklar gibi dış faktörler de Türkiye’nin rekabet gücünü olumsuz etkileyen diğer unsurlar arasında yer alıyor.
Ekonomistler, ihracatta sürdürülebilir başarı için yapısal reformların kaçınılmaz olduğunu belirtiyor. Uzmanlar, enflasyonun kontrol altına alınması ve üretim maliyetlerini düşürecek politikaların devreye sokulmasının, Türkiye’nin ihracat potansiyelini artırmada hayati bir öneme sahip olduğunu ifade ediyor. Ayrıca, Türkiye’nin teknolojik altyapısını güçlendirmesi ve yüksek katma değerli ürün ihracatına yönelmesi, rekabet gücündeki kayıpları telafi etmenin diğer yolları arasında sayılıyor. Bu kapsamda, hem özel sektörün hem de kamu sektörünün iş birliği içinde hareket etmesi gerektiği önemle vurgulanıyor.
Sonuç olarak, Türkiye’nin ihracat rekabet gücü son yıllarda ciddi zorluklarla karşılaşsa da, TÜSİAD’ın açıkladığı sınırlı toparlanma işaretleri bazı iyimser beklentilere neden oluyor. Ancak bu sınırlı iyileşmenin sürdürülebilir bir hale gelebilmesi için, özellikle enflasyonla mücadelede daha somut adımlara ihtiyaç var. Türkiye’nin küresel ticarette yeniden güçlü bir aktör haline gelmesi, ekonomik dalgalanmalara karşı alınacak doğru tedbirlere bağlı görünüyor.